T.C. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi
Esas: 2021/8375
Karar: 2022/982
K.T.: 14.02.2022

“İçtihat Metni”

7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29/07/2016 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil veya temliken tescil, olmazsa muhdesatın aidiyetinin tespiti talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil davasının reddine dair verilen 28/02/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından talep edilmiştir. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kısmen kabulü ile anılan mahkeme kararının kaldırılmasına dair verilen kararın davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

KARAR
Dava inanç sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede temliken tescil, mümkün olmadığı taktirde muhdesatın aidiyetinin tespiti istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, 1285 numaralı parselin tapuda davacının kardeşinin eşi davalı … adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazın davacı ile davalı arasında davacının annesi adına kayıtlı iken paylaştırıldığını, davacı tarafından ev yapıldığını, davalıyla 06.08.2015 tarihinde protokol yapıldığı halde davalının tapunun yarı hissesinin davacıya devrine yanaşmadığını belirterek dava konusu taşınmazın taşınmaz üzerindeki davacıya ait ev ile birlikte davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini, olmazsa temliken tescile karar verilmesini, bunun da mümkün olmaması halinde muhdesatın aidiyetinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkin davanın reddine, iki katlı evin davacı tarafından yapıldığının tespitine ve tapuya şerhine karar verilmiştir.
Davacı vekili ve davalı vekili, istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçelerinin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak tapu iptali ve tescile ilişkin davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararını davalı vekili temyiz etmiştir.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemek amacıyla yeniden bazı düzenlemeler yapılmıştır. (30.4.2014-6537/1. m)
Kanunun “Tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi” başlıklı 8. maddesi gereğince tarım arazileri; doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre, nitelikleri mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırılmıştır. (31.01.2007-5578/2. m)
Yapılan düzenlemelerle, asgari tarımsal arazi büyüklüğüne erişmiş tarımsal arazilerin bölünemez eşya niteliği kazanmış olacağı, asgari tarımsal arazi büyüklüğünün mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük belirlenemeyeceği, ifraz edilemeyeceği, hisselendirilemeyeceği, Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedinin artırılamayacağı hüküm altına alınmıştır. (30/4/2014-6537/4.m)
Kanunun 3. maddesinde; mutlak tarım arazisi, özel ürün arazisi, dikili tarım arazisi, marjinal tarım arazisi, asgari tarımsal arazi büyüklüğü ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü ayrı ayrı tanımlanmıştır. (30.4.2014-6537/3.m)
Paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyeti şeklinde birlikte mülkiyetin söz konusu olduğu tarım arazilerinde satışa konu edilemeyen yerlerin satış vaatlerine de konu olamayacağı kuşkusuzdur.
Asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin üzerinde olan tarım arazileri yukarıda belirtilen miktarların altında ifraz edilmemek şartıyla oranına bakılmaksızın hisseli olarak satılabilir.
Somut olaya gelince; Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir.
Şöyle ki; mahallinde yapılan uygulama neticesinde rapor veren teknik bilirkişilerden 5403 sayılı Yasa uyarınca taşınmazın niteliği ve bu doğrultuda pay devrinin mümkün olup olmadığı konusunda görüşleri alınmadan ve taşınmazın Bakanlıkça belirlenen tarımsal niteliği Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulmadan sonuca gidilmiştir.
Öncelikle taşınmazın Bakanlıkça belirlenen tarımsal niteliğinin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulup görüşünün alınması, bu konuda daha önceden rapor düzenleyen teknik bilirkişilerden de ek rapor alınmak suretiyle dava konusu yerin 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 5578 sayılı Kanunla değişik 8. maddesi doğrultusunda niteliğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, toplanacak delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK 371. maddesi uyarınca Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 14.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.