T.C. Danıştay 7. Dairesi
Esas:  2021/3016
Karar: 2022/1552
K.T.: 11.04.2022

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı adına

… Gümrük Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına tescilli muhtelif tarih ve sayılı 6 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin noksan beyan edildiğinden bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen vergi, karara bağlanan ceza ve anılan eşyanın kaim değerinin kamuya geçirilmesi kararında belirtilen tutarların tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…,K:… sayılı kararıyla, olayda, ödeme emrinin, davacının işyeri adresi olan “… Mahallesi … Caddesi No:… …/…” adresinde 11/05/2019 tarihinde … imzasına” tebliğ edildiği, bir işverene hizmet akdi ile bağlı olarak çalışan kişinin sigortalı olmasının zorunlu olduğu; ancak, bu zorunluluğun yerine getirilmesinin, hizmet akdinin geçerlilik koşulu olmadığı, 1475 sayılı İş Kanunu’na göre bir işverene bağlı olarak çalışılmış olmasının, ortada, işveren-işçi ilişkisinin, dolayısıyla hizmet akdinin varlığı için yeterli olacağı, dolayısıyla, bu kayıt ve işlemlerin ortada bir hizmet akdinin varlığına karine olabileceği, ancak, hiçbir şekilde, anılan akdin geçerlilik koşulu olarak ileri sürülemeyeceği, tebellüğ belgesini imzalayan kişinin sigorta kaydının bulunmaması ve işyeri kayıtlarında adına rastlanılmamış olmasının davacı ile bu kişi arasında hizmet ilişkisinin olmadığına kanıt olarak kabul edilemeyeceği, bu itibarla, davacı şirkete ait olduğu hususunda ihtilaf bulunmayan işyeri adresinde, iş saatleri içerisinde, şirket yetkililerinin bulunmadığı sırada, şirket çalışanı olmayan bir kişinin, gelen tebligatı şirket çalışanı olarak imza karşılığı almasının normal ve mutad olmaması karşısında, yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunun kabulünün icap ettiği, bu durumda, 11/05/2019 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 08/02/2020 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süreaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu işlemin ve dayanağı ihbarnamelerin tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

Temyiz isteminin reddine,

… Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,

… TL maktu harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 11/04/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) – KARŞI OY :

Dava konusu ödeme emrinin 11/05/2019 tarihinde tebliğine dair mazbatada, tebligatın daimi çalışan …’a yapıldığı, davacı tarafından eklenen Sosyal Güvenlik Kurumu sorgu ekranında davacının böyle bir çalışanının bulunmadığının görüldüğü ve davalı idare tarafından da aksi yönde herhangi bir belge sunulamadığının anlaşılması karşısında tebliğ tarihi, davacının bildirdiği tarih olarak kabul edilerek işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, davayı süre aşımı nedeniyle reddeden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararın bozulması gerektiği oyuyla daire kararına katılmıyorum.