T.C. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi
Esas: 2014/13769
Karar: 2017/1847
Tarih: 11.04.2017
- TAZMİNAT İSTEMİ
- TEREKEYE TEMSİLCİ ATANMASI
- EHLİYETSİZLİK VE VEKALET YETKİSİNİN KÖTÜYE KULLANILMASI
- TAPU İPTALİ-TESCİL
- DOSYANIN İŞLEMDEN KALDIRILMASI
ÖZET: Dava, ehliyetsizlik ve vekalet yetkisinin kötüye kullanılması nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil; olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Davadaki isteğin murisin terekesi adına ve O’na teb’an ileri sürüldüğü ve davanın elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunduğu açıktır. Davanın görülebilirlik koşulu olan terekeye temsilci tayininden sonra tereke ortağının veya ortaklarının davayı takip yetkisinin ortadan kalkacağı ve davanın tereke temsilcisinin huzuruyla yürütülmesi gerekeceği tartışmasızdır. Hal böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/2. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı … tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.04.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat … ile temyiz edilenler vekili Avukat … geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı …, Tereke temsilcisi … gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik ve vekalet yetkisinin kötüye kullanılması nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil; olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, muris …’in torunu davalı …’ın muristen aldığı vekaletname ile 9 parsel sayılı taşınmazını davalı …’ye, 19 parsel sayılı taşınmazını da dava dışı Ziraat Odasına temlik edildiğini; o dönemde murisin sağlık sorunları ve hafıza zayıflığı yaşadığını, vekalet yetkisinin de kötüye kullanıldığını ileri sürerek, 9 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile muris adına tesciline, aksi takdirde bedelinin miras payları oranında tahsiline; 19 sayılı parsel sayılı taşınmazın bedelinin miras payları oranında davalı …’dan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı …, satış işlemlerinin geçerli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuş; diğer davalı …, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, vekalet yetkisinin davalı … tarafından kötüye kullanıldığı ancak diğer davalı …’nın iyiniyetli olduğu gerekçesiyle, her iki parsel bakımından da davacıların miras payları karşılığı tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmiş; 9 sayılı parsele yönelik tapu iptali-tescil isteği reddedilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, davadaki isteğin murisin terekesi adına ve O’na teb’an ileri sürüldüğü ve davanın elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tâbi bulunduğu açıktır.
Nitekim, muris Mümtaz’ın dava dışı mirasçısının bulunması nedeniyle yargılama aşamasında terekesine Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.12.2010 tarihli kararı ile temsilci olarak yazı işleri müdürü … atanmış; ancak, 12.04.2012 günlü duruşmada kendisine usulünce tebligat çıkarılmasına karar verilip, çıkarılan tebligat 17.04.2012’de usulünce tebliğ edilmişse de, tereke temsilcisi, kendisine tebligatla bildirilen 28.06.2012 günlü duruşmaya ve sonraki duruşmalara katılmamış, davalı taraf da yargılamanın tereke temsilcisinin yokluğunda sürdürülmesi yönünde herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
Bilindiği üzere, davanın görülebilirlik koşulu olan terekeye temsilci tayininden sonra tereke ortağının veya ortaklarının davayı takip yetkisinin ortadan kalkacağı ve davanın tereke temsilcisinin huzuruyla yürütülmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Hal böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/2. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
EK BİLGİ: Konu ile ilişkili olarak; tereke temsilcisi daha sonraki oturumlara katılmamış, ancak mirasçılardan olan davalının davayı takip etmesi durumunda davanın sonuçlandırılacağına dair Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2015 gün ve 1-1730/2656 sayılı Kararı’na gözatınız.