T.C. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi
Esas: 2021/8506
Karar: 2022/9501
K.T.: 26.05.2022

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, tapu sicilinin tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, 8 parsel sayılı taşınmazın 07/01/2004 tarih ve 114 yevmiye sayılı resmi senetle Mehmet Yaramış tarafından …’e … Bankası lehine 40.000.000 TL bedelli ipotek tesis edilerek satıldığı, yapılan kredi sözleşmesinde taşınmazın birinci derece yakınlarından başka kimselere devir edilmesi durumunda borcun tamamının muaccel hale geleceğinin belirtildiği, bu kısıtlamaya rağmen …’ün 13/02/2004 tarih ve 952 yevmiye sayılı resmi senetle taşınmazı …’e sattığı, satış işlemi esnasında düzenlenen resmi senette de anılan ipoteğin hiç bir şekilde yer almadığı, davacının taşınmazı ipotek nedeniyle satamadığı ve … Bankası’nın bu devirlerden haberdar olduğunu borcun ödenmemesi nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla bankanın kredi borçlusu ve davacı aleyhinde … İcra Müdürlüğü’nün 2007/367 esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, yapılan icra takibi üzerine icra takibinden önce tarafına muacceliyet ihbarı yapılmadığı gerekçesiyle şikayet yoluyla hakkında yapılan icra takibinin iptali için dava açıldığını İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2007/65 Esas – 2007/147 Karar sayılı kararı ile takibin iptaline karar verildiğini, … Bankası’nın temyizi üzerine kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu bunun üzerine takibe devam edildiğini, davacının maliki bulunduğu taşınmazın satışa çıkarıldığını ancak katılan

olmadığından satış işleminin gerçekleşmediği, davacının ipotek alacaklısı bankanın da muvafakati ile taşınmazı 3. kişiye gerçek değerinin altında satarak, davalılardan kredi borçlusu …’ün bankaya olan kredi borcunu ödemek zorunda kaldığı anlaşılmıştır.

4721 sayılı TMK’nın “Tapu sicilinin açıklığı” kenar başlığını taşıyan 1020. maddesinde “Tapu sicili herkese açıktır.İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.” hükmü yer almakta olup, aleni olan sicile doğru olarak tescil edilmiş bir kaydın, tapuda yapılan satışı sırasında maddi yazım hatası sonucu akit tablosunda ve davacıya verilen resmi senette hatalı gösterilmesi, TMK’nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumluluğunu doğurmaz.

Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı gerekçelerle yargı yolu nedeniyle ret kararı verilmesi sonucu itibarıyla doğrudur.

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.