T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
Esas: 2017/6614
Karar: 2017/17142
K.T.: 06.12.2017

  • KİRALANANIN TAHLİYESİ DAVASI
  • İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE
  • VEKALET ÜCRETİ
  • TAHLİYE DAVALARI AYNI DAVA İÇİNDE BİRDEN FAZLA SEBEBE DAYANILARAK AÇILABİLİR

ÖZET: Tahliye davaları aynı dava içinde birden fazla sebebe dayanılarak açılabilir. Bu sebeplerden bir kısmı sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmesi halinde reddedilen sebeplerden dolayı ayrıca davalı yararına vekalet ücreti verilmez. Bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde vekili bulunan davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi için hükmün bozularak yeniden yargılama yapılmasında usul ekonomisi yönünden yarar görülmemiştir.

Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, Dava konusu taşınmazın 15/10/2012 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi 1.325 TL aylık kira bedeli karşılığında davalıya kiralandığını, kira süresi bitimi ve ihtiyaç iddiası sebebiyle mecurun tahliyesinin … 2. Noterliğinin 03/09/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya bildirildiğini, ayrıca davacının kiracı olarak oturmakta olduğu taşınmazda 04/08/2015 tarihli tahliye taahhütnamesi verdiğini, taahhütnamenin takibe konulduğunu, tahliye kararı verildiğini, oturabilecekleri başka taşınmazlarının bulunmadığını, bu sebeple ihtiyaç iddiasının samimi olduğunu, ayrıca dava konusu meskenin bulunduğu … Apartmanı hissedarlarından birinin başvurusu üzerine binaya riskli yapı raporunun verildiğini, binanın yıkılacağını, riskli bina raporunun çıkmasıyla sürecin hızlanacağını belirterek, kiracının mesken niteliğinde mecurdan terditli olarak veya ayrı ayrı kira süresinin sona ermesi, kiraya verenin mesken ihtiyacı ve 6306 Sayılı Kanun uyarınca riskli bina olarak tespit edilmesi nedeniyle, en çok 1 yıl içinde yıkılma zorunluluğu doğduğundan yeniden inşa ve imar tahliye sebeplerine göre tahliyesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, ihtiyaç nedeniyle tahliye talebinin samimi olmadığını, davacının ihtiyaç sebebi ve yeniden inşaa ve imar sebebi olarak terditli biçimde dava sebeplerini ileri sürmesinin bile samimi olmadığını açıkça gösterdiğini, davanın kira bedeline ilişkin fahiş ve haksız taleplerin kabul edilmemesi nedeniyle kötü niyetli olarak açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, 15/10/2012 başlangıç tarihli kira akdinin sona erdiğinden bahisle açılan tahliye davasının reddine, İhtiyaç nedeniyle tahliye davasının reddine, Yeniden inşa ve imar nedeniyle tahliye talebinin kabulüne, davalının taşınmazdan tahliyesine kararı verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

Davacının, karşı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Tahliye davaları aynı dava içinde birden fazla sebebe dayanılarak açılabilir. Bu sebeplerden bir kısmı sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmesi halinde reddedilen sebeplerden dolayı ayrıca davalı yararına vekalet ücreti verilmez. Bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde vekili bulunan davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi için hükmün bozularak yeniden yargılama yapılmasında usul ekonomisi yönünden yarar görülmediğinden hükmün “Davalı lehine reddedilen iki ayrı dava nedeniyle ayrı ayrı iki kez 2.376,00 TL nispi vekalet ücreti takdirine, davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,” şeklinde yazılan 8. bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.