
T.C.YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
Esas:2023/1041
Karar:2024/2945
K.T.:17.04.2024
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/53 Esas, 2022/352 Karar
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/827 E., 2019/896 K.
BİRLEŞEN DAVA : Ankara 6 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/138 E.sayılı dosyası
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre birleşen davada reddedilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. ASIL ve BİRLEŞEN DAVA
Asıl davada davacı vekili; müvekkili aleyhine Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2018/12228 E. sayılı dosyasında icra takibine konu edilen Halkbankası …. Şubesine ait 30.09.2018 keşide tarihli 75.000,00 TL bedelli çekle İşbankası …. Şubesine ait 30.09.2018 keşide tarihli 130.000,00 TL bedelli çeklerde davalı… …Ltd. Şti.’nin ve diğer davalının alacaklı sıfatının bulunmadığını, lehtar tarafından çeklerin tam ciroyla dava dışı şirkete ciro edildiğini sonrasında……Ltd. Şti.’nin diğer davalının cirosuyla edindiğini, ciro silsilesinde kopukluk bulunduğunu, çek vasfına sahip olmayan belgelere dayalı olarak takip yapılamayacağını, haksız ve hukuka aykırı şekilde çeklerin icra takibine konu edildiğini, ileri sürerek müvekkilinin davalılara karşı borçlu olmadığının tespitine ve davalı şirketin kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; müvekkili aleyhine Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2018/12599 E. sayılı icra takibine konu edilen Halkbankası …. Şubesine ait 30.10.2018 keşide tarihli 75.000,00 TL bedelli çekte davalı şirketin alacaklı sıfatının olmadığını, lehtarın cirosu tahrif edilerek tam cironun beyaz ciroya dönüştürülmeye çalışıldığını, sahte ciro ile çekin icra takibine konu edilemeyeceğini, ilk cironun lehtara ait olmaması nedeniyle takip alacaklısının sıfatının bulunmadığını, ileri sürerek müvekkilinin davalılara karşı borçlu olmadığının tespitine ve davalı şirketin kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. ASIL ve BİRLEŞEN DAVADA CEVAP
Davalılardan …İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. vekili asıl ve birleşen davalarda cevap dilekçesinde; müvekkilinin iyi niyetli ciro yoluyla hamil olduğunu, ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığını, keşidecinin imzasını inkar etmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir
Davalı …’a davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 818 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi göndermesiyle çekler hakkında da uygulanan aynı Kanunun 677 nci maddesinde, poliçenin borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içermesi halinde diğer imzaların geçerliliğinin bundan etkilenmeyeceğinin düzenlendiği, bu hükme göre, senetteki geçersiz imzanın sadece kendisi yönünden hükümsüzlük sonucunu doğuracağı, senetteki her imzanın diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağlayacağını, imzaların bağımsızlığı ilkesi, poliçeye atılı geçerli bir imzanın keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi sahibini bağlayacağı, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmasına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığı, geçerli imzaların sahiplerinin, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamayacağı, geçersiz bir imzanın sahibini bağlamaz ise de, ciro silsilesini de koparmayacağı, davacı keşidecinin, lehtar … Yapı Enerji Ticaret A.Ş. tarafından … Mühendislik Ltd. Şti.’ye tam ciro yapıldıktan sonraki ciro …’ana ait olduğundan, ancak çekin ciro yolu ile …’a geçebilmesi için … Mühendislik Limited Şirketi’nin cirosunun bulunmasının gerektiği, davacı keşidecinin kendi imzasına itiraz etmediği, ibrazdan önceki ciro silsilesi incelendiğinde davalının ibrazdan önceki ciro silsilesi içerisinde yer aldığı, buna göre, imzasına itiraz etmeyen davacı keşideci borçlu bakımından ciro silsilesindeki kopukluğun davalı şirketi etkilemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takip alacaklısının ciro silsilesindeki kopukluk nedeniyle alacaklı sıfatının bulunmadığını, ilk cironun lehtara ait olmadığının keşideci olan müvekkilinin lehtara karşı sorumluluğu bulunduğunu, ayrıca birleşen davadaki sahtecilik tahrifat iddialarının incelenmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak asıl ve birleşen davanın kabulüne müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, her bir dosya için ayrı ayrı kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, asıl davada davacı takibe konu çeklerde lehtar tarafından usulüne uygun ara cirantaya yapılmış bir cironun bulunmadığı, ciro silsilesindeki kopukluk, birleşen davada ise ciro silsilesindeki kopukluk yanı sıra takibe konu çekteki lehtara ait cironun tahrif edildiği iddiasına dayanıldığı; imzaların bağımsızlığı ilkesi gereği ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılamayacağı, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemenin yeterli olduğu, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olmasının ciro zincirini etkilemeyeceği, dava konusu çeklerde keşidecinin davacı, davalıların ise ciro yoluyla hamil olduklarını, görünüşe göre ilk cironun çekin lehtarı durumundaki … Yapı Enerji Tic. A.Ş. imzası ile yapıldığı, davacı keşidecinin de kendi imzasını inkâr etmediği, çeklerin metnine göre ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmadığı hamil davalıların çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği, başka bir anlatımla kötü niyetli hamil olduklarının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının keşidecisi olduğu çekler nedeniyle menfi tespit isteminin kabulünün mümkün olup olmadığına ilişkindir.
İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
6102 sayılı Kanun’un 790 ıncı maddesi.
Değerlendirme
Davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktardan reddi gerekmiştir.
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin asıl davaya yönelik aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Asıl dava davacının icra takibine konu iki adet çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçeyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı Kanun’un cironun hak sahipliğinin ispatı fonksiyonunu belirten 790 ıncı maddesinde, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişinin, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılacağına yer verilmiş olup, çeki elinde bulunduran hamil ciro zincirinde kopukluk olması nedeniyle yetkili hamil olduğunu kanıtlayamadığı takdirde, ciro zincirindeki kopukluktan önceki lehtar ve keşideciye başvurma hakkını haiz olmayıp keşidecinin de senet metninden anlaşılan bu hususu çek hamiline karşı ileri sürmesi mümkündür.
Davaya konu çeklerin incelenmesinde; davacının keşidecisi olduğu çeklerin ilk olarak dava dışı lehtar … Yapı Enerji Tic. A.Ş. tarafından tam ciro ile … Mühendislik Müşavirlik Elek…San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye ciro edildiği, söz konusu cirodan sonra ise çeklere davalılardan …’ın beyaz ciro yaptığı, daha sonra da diğer davalının cirosunun yer aldığı anlaşılmış olup, lehtar tarafından tam ciro yoluyla devredilen çeklerin … Mühendislik Müşavirlik Elek…San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından ciro edilmesi gerekmekteyken davalı … tarafından cirolanmasıyla birlikte ciro silsilesinde kopukluk oluşmuştur.
Şu halde, hak sahipliğini birbirine bağlı muntazam ciro silsilesi ile ispat edemeyen davalılara karşı keşidecinin, çek üzerindeki imzasını inkâr etmese dahi, senet metninden anlaşılan bu hususu ileri sürebileceği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin MİKTARDAN REDDİNE,
Davacı vekilin asıl davaya yönelik bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,
Temyiz olunan, asıl davaya yönelik İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.