T.C. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi
Esas: 2017/1014
Karar: 2020/4488
K.T.: 10.06.2020
- MENFİ TESPİT DAVASI
- ALACAK BORÇ İLİŞKİSİ
- MAİL YAZIŞMALARI BELGE NİTELİĞİNDEDİR
ÖZET: 16.10.2020 tarihinde www.haberturk.com’da “Yargıtay’dan emsal karar! WhatsApp yazışmaları delil sayılacak!” başlığıyla yayınlanan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi kararı. Daire, verdiği son kararla alacak davalarında yeni bir dönem başlattı. Yüksek Mahkeme; alacak davalarında Whatsapp, Facebook, e-mail gibi elektronik ortamlardaki bilgi taşıyıcıları belgeleri delil niteliğinde saydı.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen dosyada asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı asıl davada, davalının hakkında başlattığı … 12. İcra Müdürlüğünün 2009/16466 Esas sayılı takip dosyasıyla, … 15. İş Mahkemesi’nin 2009/867 Esas sayılı dosyasındaki vekaletten azil nedeniyle avukatlık ücreti talep ettiğini, ancak davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalının 05/05/2009 tarihli vekaletnameyle vekil tayin edildiğini, 08/10/2009 tarihli azilnameyle görülen luzüm sebebiyle azledildiğini, SGK tarafından davacı hakkında tahakkuk ettirilen prim borcunun iptali ile davacının SGK’ya borçlu olmadığının tespiti amacıyla davalının … 15.İş Mahkemesinin 2009/867 Esas sayılı davasını açtığını, ancak davalının söz konusu davanın ilk duruşmasına dahi girmeden azledildiğini, talep edilen avukatlık ücretinin fahiş olduğunu, davalının talimatı üzerine belirlediği kişilere avukatlık ücreti olarak bir kısım ödemenin yapıldığını, bu hususun taraflar arasındaki yazışmalarla sabit olduğunu, dolayısıyla yapılan ödemeler nedeniyle de bir borcu bulunmadığını, … 12. İcra Müdürlüğünün 2009/16466 Esas sayılı dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiş, birleşen davada ise; davalının başlattığı … 1. İcra Müdürlüğünün 2010/218 Esas sayılı takip dosyasıyla … 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/112 Esas sayılı dosyasındaki vekaletten azil nedeniyle avukatlık ücreti talep ettiğini, adı geçen dosyaya şirket adına ihbar olunan sıfatıyla müdahil olması sebebiyle davalı tarafın vekaletname sunduğunu, ancak herhangi bir yazılı beyanda bulunmadığı gibi bu dosyanın herhangi bir duruşmasında da yer almadığını ileri sürerek; takip dosyasına konu borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, davalının … 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/218 E takip sayılı dosyadan dolayı 37.071,00 TL’den sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Birleşen davaya yönelik tarafların temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre dtarafların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Asıl davaya yönelik davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı, davalı avukat tarafından vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultsunda sonuca gidilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda; taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığı tespiti ile vekalet ücreti hesaplanmıştır. Oysa davalı avukat tarafından davacıya gönderilen 2.9.2009 tarihli mail yazışmasında; SHK’ya açılacak dava ile ilgili döküm yapılarak, masraf olarak 5.800,00 TL, 2.000,00 TL bilirkişiden alınan bilgilendirme ücreti ve bakiye 8.000,00 TL vekalet ücretinin kaldığı belirtilerek bu ücretin ödenmesi istenmiş, parantez içerisinde kalan bakiye açıklanırken 10.000,00 TL olan rakamdan itiraz dilekçesi yazılmasının sonrasında 2.000,00 TL ödendiği açıklaması bulunmakta olup, mahkemece belirtilen mail yazışmasının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. HMK’nun 199. maddesinde ”Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” yazılıdır. Bu düzenleme ile mail yazışmaları da belge olarak kabul edilmiştir. O halde, mahkemece mail yazışmaları ve davacı tarafından yapılan ödemeler değerlendirilerek davacının borçlu olup olmadığına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle tarafların birleşen davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.898,32 TL. kalan harcın temyiz eden davalıdan, 25,20 TL. kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.