
T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
Esas: 2021/10795
Karar: 2021/10654
K.T.: 25.11.2021
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
arıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı ve borçlu … tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte, ipotekli taşınmazın maliki ve asıl borçlu şirketin icra mahkemesine başvurusunda; İİK’nun 149. maddesi gereğince icra müdürlüğünce borcun muaccel olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, takibe konu borcun henüz muaccel olmadığını ve alacaklı şirkete borçları bulunmadığını iddia ederek icra emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, ipoteğin ana para ipoteği olup kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiği ve ilamlı icra takibine konu edilebileceği, ödeme hususunun da ispatlanamadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.
Borçlular tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddedilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Dairemizin 19.01.2021 gün ve 2020/4486 E. 2021/548 K. sayılı ilamı ile “ ….Hiz.Petrol Ürün.ve Hayv.San.ve Tic.Ltd. Şti.’nin takipte ipotek veren ya da asıl borçlu sıfatı bulunmadığından, adı geçen şirket hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılması isabetsiz olup şirket yönünden başlatılan takibin resen iptaline, ipotekli taşınmazın maliki … yönünden ise kendi borcu sebebiyle yine kendisine ait taşınmazını, alacaklıya kesin borç ipoteği şeklinde ipotek tesis ettirdiği, anılan ipoteğin süresiz olarak kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda alacaklının, borçluya takip öncesi ihbarda bulunması zorunlu olup ihbar olmaksızın, borçlu aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatmış olması usul ve yasaya aykırı olduğu icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği “ gerekçesi ile bozulmuştur.
İlk derece mahkemesince, bozma ilamına kısmen uyulmuş, bozma kararına borçlulardan ipotekli taşınmazın maliki … yönünden direnilerek, borçlu şirket yönünden takibin iptaline, … yönünden ise önceki hükümdeki gibi “ şikayetin reddine “ karar verilmiştir.
Karar ve direnme kararı alacaklı ve borçlu … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı/ borçlu … vekilinin direnme kararına yönelik temyiz itirazlarının değerlendirilmesinde;
İcra dosyasının incelenmesinde, Malatya 2. Noterliği’nin 18/07/2018 tarih ve 12639 yevmiye numaralı ihtarnamesinin, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişi …’ye 20.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, Türk Borçlar Kanunu’nun 117/2. maddesi uyarınca ihtar yapılmak suretiyle temerrüdün gerçekleştiği ve alacağın muaccel hale geldiği açıktır. Kaldı ki; alacaklının, böyle bir ihtarla alacağını istememesi durumunda da Dairemiz içtihatlarında benimsendiği üzere, ilam niteliğindeki (süresiz) kesin borç ipoteğinde ödeme emrinin (icra emrinin) borçluya tebliğinde de borç muaccel kılınmış sayılır. Dolayısıyla, alacaklı tarafından ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişi … hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılmasında ve şikayetçi borçluya icra emri gönderilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığından ilk derece mahkemesinin … yönünden verdiği direnme kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı/ alacaklı…Akaryakıt Petrol Ürünleri Dağıtım San. Ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının değerlendirilmesinde;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere ve davacı/borçlu şirket yönünden bozmaya uyularak karar verildiğinin anlaşılmasına göre davalı/ alacaklının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere, davacı/borçlu şirket yönünden bozmaya uyularak karar verildiğinin ve kısmi direnmenin yerinde olduğunun anlaşılmasına göre, davacı/ borçlu … ile davalı/ alacaklının yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddi ile Malatya 2. İcra Mahkemesi’ nin 15.09.2021 gün ve 2021/86 E. 2021/ 439 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 59,30 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline 25.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.