T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
Esas: 2018/1089
Karar: 2018/5070
K.T.: 15.05.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların içinde bulunduğu aracın kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şube müdürlüğü ekibinin dur ihtarına uymayarak kaçmaya çalıştığını, aracın yakalanması için takip edildiği sırada ekip otosunun kaza yapmasına sebebiyet vererek aracın perte ayrılmış olduğunu, 18.880,00 TL zarar oluştuğunu, diğer davalının ise aracı sigortalayan … şirketi olduğunu başvuruya rağmen hiçbir ödeme yapılmadığını belirterek davanın kabulü ile 18.880,00 TL’nin olay tarihi olan 29/12/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; Müvekkilinin kazadan önce aracı sattığını bu nedenle kazayla bir alakasının olmadığını, aracı kovalanan …’ın ise polis aracının kaza yapmasına sebebiyet vermediğini, kusur oranının tespiti için trafik bilirkişisinden yeniden rapor alınmasını, talep edilen zarar bedelinin çok fazla olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; dava dilekçesinde bahsi geçen aracın müvekkili şirkette … poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında ve azami limit ile sınırlı olduğunu, davacının olay tarihinden itibaren faiz istemesinin yasaya aykırı olduğunu, … bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulünün mümkün olmadığını belirterek aracın kusur durumu ispat edilemediği taktirde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak; davanın kısmen kabulü ile, 14.477,51 TL’nin davalı …Ş. bakımından temerrüd tarihinden (27/03/2013) itibaren davalılar … ve … bakımından kaza tarihinden (29/02/2011) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporları hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı kaza neticesinde aracın perte ayrıldığını ve zararın 18.880,00 TL olduğunu ileri sürerek talepte bulunmuştur. Ancak bu talebin içerisine değer kaybı ve araç yoksunluğu miktarı da dahildir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın kaza tarihindeki rayiç değeri belirlenmemiş olup, diğer kalemler gösterilmiş gösterilen kalemler içerisinde değer kaybı ve araç yoksunluğu da dahil olmak üzere 19.277,51 TL zarar olduğu belirlenmiş, daha sonra mahkemece bu konuda uzman olmayan oto tamircisi ve galericiden sovtaj bedeli için rapor alınmış, raporda sovtaj değerinin 4.800,00 TL olduğu bildirilmiş ve mahkemece … raporunda belirlenen toplam 19.277,51 TL miktardan 4.800,00 TL düşülerek tazminata hükmedilmiştir. Aracın perte ayrıldığının kabulü için kaza tarihindeki 2. el rayiç değeri belirlenip tamir masraflarının belli bir orana ulaşması ve 2. el değerinden sovtaj değeri düşülerek davacının zararının belirlenmesi gerekir. Bilirkişi raporu içeriği itibariyle yeterli olmayıp, açıklanan konuları içermemekterir. Bilirkişi raporlarında bulunan miktarlar hükme esas alınarak, hem değer kaybının nazara alınması hem de pert işlemi yapılması doğru olmamıştır. O halde, mahkemece üçlü makine mühendisi bilirkişiden rapor alınarak aracın kaza tarihindeki 2. el değeri ve tamir masrafları belirlenip tamirinin ekonomik olup olmadığı, perte ayrılmasının uygun olup olmadığı tesbit edildikten sonra perte ayrılması uygun ise aracın 2. el değeri ve sovtaj değeri belirlenip sonucuna göre ve kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, 15.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.