T.C. Yargıtay 12. Ceza Dairesi
Esas: 2020/4477
Karar: 2022/1492
K.T.: 01.03.2022
- BİLİNÇLİ TAKSİRLE ÖLÜME NEDEN OLMA
ÖZET
Deprem sırasında zemin ve 4 normal olmak üzere toplam 5 kattan oluşan … apartmanının tamamen çökmesi sonucu çoğu kuran kursu öğrencileri (14 öğrenci ve 1 aşçı) olmak üzere toplam 20 kişinin öldüğü, şikayetçi olmayan birçok kişinin de yaralandığı olayda; dosyada sunulan belgeler ve bilirkişi raporlarında, çöken binanın zemin sınıfı Z3, deprem bölgesi 1. derece olarak belirlenmiştir. Binanın meydana gelen deprem nedeniyle yıkılmasında, sanıkların özen yükümlülüklerine uymayarak mevcut sonucun gerçekleşmesinde etkili olması nedeniyle; meydana gelen ölümler bakımından sanıkların eylemi bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturur.
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : 1- Sanıklar …, … ve … hakkında görevi kötüye kullanma suçundan ayrı ayrı; 765 sayılı TCK’nın 228/1, 102/4, 104/2. maddeleri ve CMK’nın 223/8. maddesi gereğince kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine dair
Sanık … hakkında; TCK’nın 85/2, 62, 50/4, 50/1- a, 52/2, 52/4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmü sanık müdafii tarafından; görevi kötüye kullanma suçundan sanıklar …, … ve … hakkında verilen düşme hükümleri ise sanık … müdafii, sanıklar … ve … müdafii ile mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
23 Ekim 2011 tarihinde yerel saatle 13:41 sıralarında Van şehir merkezinin yaklaşık 20 km. kuzeyinde, Erçek Gölünün batısında, Kasımoğlu Köyü civarlarında, değişik kuruluşlara göre şiddeti 7.1 ile 7.3 arasında değişen yıkıcı bir deprem meydana gelmiş, Van İl merkezinin yanı sıra Erciş İlçesi ve civar köylerde önemli hasara yol açmıştır.
Deprem sırasında zemin ve 4 normal olmak üzere toplam 5 kattan oluşan … apartmanının tamamen çökmesi sonucu çoğu kuran kursu öğrencileri (14 öğrenci ve 1 aşçı) olmak üzere toplam 20 kişinin öldüğü, şikayetçi olmayan birçok kişinin de yaralandığı olayda; dosyada sunulan belgeler ve bilirkişi raporlarında, çöken binanın zemin sınıfı Z3, deprem bölgesi 1. derece olarak belirlenmiştir.
Sanık …’nin … apartmanı inşaatının teknik uygulama sorumluluğunu üstlenen fenni mesul inşaat mühendisi olduğu ve işin bitimine kadar teknik uygulama sorumluluğunu almayı, gerek malzeme, gerek işçilik yönünden TSE’ye uygun hareket etmeyi noter onaylı taahütname ile taahhüt ettiği; hakkında beraat kararı verilen temyize getirilmeyen sanık …’ın yapı sahibi olan ve 2008 yılında ölen ….’ın oğlu, sanık …’nun binaya ait 01/12/1999 tarihli yapı ruhsatını düzenleyen Belediye fen işleri memuru, sanık ….r’in ruhsatı kontrol eden Belediye fen işleri müdür vekili, sanık …’in ise ruhsatı onaylayan Belediye Başkanı olduğu; yapı ruhsatı düzenlenirken ruhsat eki projelerinden mimari ve statik projelerinin olduğu, ancak bu projelerin üzerinde isim ve imzalar bulunmadığından proje müelliflerinin (mimari ve statik) tespit edilemediği;
Dosya kapsamından, binanın yapım yılı tam olarak bilinmemekte olup, 01.12.1999 tarih ve 99/213 numaralı yapı ruhsatı verildiği, yıkılan … Apartmanının yapım yılına göre 1997-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik kapsamına girdiği, apartmana ait mimari, statik ve elektrik tesisat projeleri mevcut olduğu, statik hesaplamaların, tesisat projelerinin ve zemin etüt raporunun bulunmadığı, zemin etüt raporu bulunmadığı, 01.12.1999 tarihli yapı ruhsatına göre bina, dükkân olarak kullanılan zemin ve konut olarak kullanılan 3 normal olmak üzere toplam 4 kattan oluştuğu, ancak mimari projeden binanın zemin ve 4 normal kat olmak üzere toplam 5 kattan oluştuğu (son katın ruhsata aykırı olarak kaçak yapıldığı) binaya ait mimari projenin düşey kesitlerinde kat yükseklikleri belirtilmediğinden dolayı yapı ruhsatında belirtilen zemin ve normal kat yüksekliklerinin mimari ve statik projelerle uyumlu olup olmadığının tespit edilemediği görülmektedir.
Sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik olarak sanığınve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Soruşturma aşamasında çöken binaya ait karot numune örnekleri ve yapılan keşif sonucunda fen bilirkişileri ve inşaat mühendisleri tarafından düzenlenen 14.11.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığına bağlı İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından Ağustos 2012 tarihinde hazırlanan bilirkişi kurulu raporunda; binanın proje aşamasında, yapım aşamasında ve denetlenmesi aşamasında eksikliklerin olduğu, -1997-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmeliğin “7.2 Genel Kurallar” bölümünde deprem bölgelerinde kullanılacak binalarda dikkate alınması gereken minimum beton sınıfları hakkında bilgiler verilmektedir. … Apartmanına ait statik projede malzeme ve donatı sınıfı belirtilmemiştir. Ayrıca binaya ait hesap raporları mevcut değildir. Karot numuneler üzerinde gerçekleştirilen merkezi basınç deneyi sonucunda, numunelerin ortalama basınç dayanımının 1997 yılında yayımlanan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan C16’yı sağlamadığı, yönetmeliğin “7.2.5. Malzeme Dayanımları” Bölümünde birinci ve ikinci derece deprem bölgelerindeki binalarda C20 veya daha yüksek dayanımlı beton kullanılması zorunludur ibaresinin bulunduğu, sözkonusu binada beton sınıfı olan C16yı sağlamadığı, bunun da dökülen betonun heterojen olduğu anlamına geldiği, Yönetmeliğin “7.7.4 Kolon …Koşulları” bölümünde kolon sarılma bölgeleri, kolon orta bölgeleri ve kolon-kiriş birleşim bölgeleri için dikkate alınması gereken uzunluklar, bu bölgelerdeki etriye yüzdesi, çap ve aralıkları hakkında bilgiler verildiği, etriye aralığı açısından yetersizlikler gözüktüğü, yıkılan binanın mevcut taşıyıcı elemanlarının donatı detaylandırmasında yetersizlikler olduğu, yapılan analizler sonucunda, söz konusu binada projelendirme, yapım ve iş bitimi aşamalarında Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik ve İmar Kanunu esaslarına yeterince uyulmadığı görülmüştür.
Sanık …’nin … apartmanı inşaatının teknik uygulama sorumluluğunu üstlenen Fenni mesul inşaat mühendisi olduğu ve işin bitimine kadar teknik uygulama sorumluluğunu almayı, gerek malzeme, gerek işçilik yönünden TSE’ye uygun hareket etmeyi noter onaylı taahütname ile taahhüt ettiği;
3194 sayılı İmar Kanunun 28. maddesinde yapının fenni mesuliyetini üzerine alan meslek mensuplarının, (fenni mesul mimar ve mühendisler uzmanlık alanlarına göre) yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesini denetlemekle görevli olduğu, ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılması halinde durumu ruhsatı veren Belediyeye bildirmekle mükellef olduğunun düzenlendiği, sanığın fenni mesul olmaktan kaynaklanan denetim görevini yerine getirmediği, dolayısıyla binanın yıkılmasına neden olan imalat hatalarından sorumlu olduğu anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, yapı ruhsatının binaya başlayabilmek için bir izin belgesi olduğu, 3194 sayılı İmar Kanunun 29 .maddesine göre 5 yıl içinde yapı kullanım izni verilmeyen yapı ruhsatlarının hükümsüz olacağı ve kaçak yapı sayılacağı bu nedenle yapı kullanım izni verilmeden su, elektrik aboneliği yapan ilgili birimlerin kusurlu olduğuna, binanın yapımı aşamasında bina sahibi tarafından kendisine bilgi verilmediği, kaçak kat yapımından bilgisi olmadığına, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması gerektiğine, mahalli Cumhuriyet savcısının ise yargılama giderlerinin sanıklardan eşit olarak değil, mahkumiyet kararı verilen tek sanık olan …’ye yükletilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK’nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, binadaki malzeme ve donatı yetersizliklerini denetlemeyen, bu nedenle birinci derecede deprem bölgesinde bulunan … apartmanının tamamen çökmesine ve 20 kişinin göçük altında kalarak ölmesine asli kusurlu olarak neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması;
b-Birinci derece deprem bölgesi olan Erciş’de, sanığın fenni mesuliyetini üstlendiği … apartmanından alınan karot numunelerinin teknik bilirkişiler tarafından incelenmesi neticesinde; 1997 yılında yayımlanan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte birinci ve ikinci derece deprem bölgelerindeki binalarda C20 veya daha yüksek dayanımlı beton kullanılmasının zorunlu olduğu, Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan C16’yı dahi sağlamadığı, bu yetersizlik ve eksikliklerin binanın yıkılmasında etkili olduğu; sanığın yıkılan binanın proje aşamasında, yapım aşamasında ve iş bitimi aşamasında, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, öngörülebilen bu netice bakımından dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranan sanık hakkında, eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu, tayin olunan cezasında bu nedenle 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi ;
c-TCK’nın 53/6. maddesinde “belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınabileceğine karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, inşaat mühendisi olduğu anlaşılan sanığın çalışmasının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı nazara alınmadan çalışma hürriyetini kısıtlayacak şekilde mesleğini icrasında bulunmaktan 1 yıl 6 ay süre ile yasaklanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının infazda gözetilerek saklı tutulmasına,
Görevi kötüye kullanma suçundan sanık …, … ve … hakkında zamanaşımı nedeni ile verilen düşme kararına yönelik olarak, sanık … müdafii, sanıklar … ve … müdafii ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık …’nun binaya ait 01/12/1999 tarihli yapı ruhsatını düzenleyen Belediye Fen işleri memuru, sanık … Aldeşer’in ruhsatı kontrol eden Belediye Fen İşleri Müdür vekili, sanık …’in ise ruhsatı onaylayan Belediye Başkanı olduğu; yapı ruhsatı düzenlenirken ruhsat eki projelerinden mimari ve statik projelerinin olduğu, ancak bu projelerin üzerinde isim ve imzalar bulunmadığından proje müelliflerinin (mimari ve statik) tespit edilemediği; apartmana ait mimari, statik ve elektrik tesisat projeleri mevcut olduğu, statik hesaplamaların, tesisat projelerinin ve zemin etüt raporunun bulunmadığı, 01.12.1999 tarihli yapı ruhsatına göre bina, dükkân olarak kullanılan zemin ve konut olarak kullanılan 3 normal olmak üzere toplam 4 kattan oluştuğu, ancak mimari projeden binanın zemin ve 4 normal kat olmak üzere toplam 5 kattan oluştuğu ( son katın ruhsata aykırı olarak kaçak yapıldığı) binaya ait mimari projenin düşey kesitlerinde kat yükseklikleri belirtilmediğinden dolayı yapı ruhsatında belirtilen zemin ve normal kat yüksekliklerinin mimari ve statik projelerle uyumlu olup olmadığının tespit edilemediği;
Soruşturma aşamasında Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümü öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kurulundan alınan Ağustos 2012 tarihli raporda; dava konusu depremde yıkılan … Apartmanı’na ilişkin görsel ve deneysel olarak tespit edilen teknik yetersizliklerin herbirinin ilgili deprem yönetmeliği koşullarını sağlamayan parametreler olduğu, bu yetersizlik ve eksikliklerin binanın yıkılmasında etkili olduğu; yıkılan binanın proje aşamasında yetersiz donatı detaylandırması, döşeme kesit ve donatı alanı yetersizlikleri, kiriş kesit ve donatı alanı yetersizlikleri, temel kesit ve donatı alanı yetersizlikleri nedeni ile proje müellifi ve projeye onay veren belediyenin ilgili biriminin, yapım aşamasında malzeme kalitesi yetersizliğinden, kolon sayısı ve boyutlardaki uyumsuzluktan, yapı müteahhidi ile teknik uygulama sorumlusu ve belediyenin ilgili biriminin sorumlu olduğuna, iş bitimi aşamasında yine biten binanın projeye uygunluğunu denetlemeyen belediyenin ilgili birimi, teknik uygulama sorumlusu ve yapı müteahhidinin sorumlu olduğu şeklinde görüş verildiği;
İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü soruşturma aşamasında belediye görevlileri olan sanıklar …, … ve … hakkında yaptığı ön inceleme sonucunda aldığı 02.01.2013 tarihli kararında “…… apartmanı inşaatı için 01.12.1999 tarihli yapı ruhsatının mimari ve statik projelerinin müelliflerinin isim ve imzaları ile statik hesap raporu, zemin etüd raporu ve jeolojik etüd raporu olmadan verilmesi nedeniyle 3194 sayılı İmar Kanunun 22.maddesine ve 2 Eylül 1999 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin 57. maddesine aykırı hareket edildiği, ayrıca yapı kullanım belgesi olmadığı halde Belediyece su aboneliği yapılarak binada oturulmasına izin verilmek suretiyle 3194 sayılı Kanunun 30. maddesine aykırı hareket edildiği anlaşıldığından soruşturma izni verildiği;
a) Sanık … hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
… apartmanına verilen yapı ruhsatını onaylayan Belediye Başkanı olduğu; yapı ruhsatının verildiği 1999 yılında yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediye Kanununa göre; Belediye Başkanının belediye teşkilatının en üst amiri olduğu, görevleri arasında belediye teşkilatını sevk ve idare etmek ve kanunda yazılı diğer görevlerinin bulunduğu anlaşılmakla; 01.12.1999 tarihli yapı ruhsatını düzenleyen kişinin Belediye fen işleri memuru sanık …’nun olduğu, ruhsatı kontrol eden kişinin ise Belediye fen işleri müdür vekili sanık …. olduğu; en son ruhsatı onaylayan ve mühürleyen kişinin ise Belediye Başkanı sanık … olduğunun anlaşıldığı, ilgili imar mevzuatı gereği yapı ruhsatı ekinde bulunması gereken belgelerin olup olmadığın kontrol etmeden önüne gelen evrakı imzalayarak onaylayan sanığın görevinin gereklerini yapmakta ihmal göstermesi nedeni ile bu sanığın eyleminden dolayı görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve anılan suçun azamanaşımına uğradığı görülmekle hakkında düşme kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine, mahalli Cumhuriyet savcısının ise sanık hakkında taksirle öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA;
b)Belediye görevlisi diğer sanıklar … ve … hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar müdafiinin sanıklar hakkında düşme kararı değil, beraat kararı verilmesi gerektiğine, mahalli Cumhuriyet savcısının ise sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat mühendisliği bölümü öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kurulundan alınan ağustos 2012 tarihli rapor ile “deprem nedeni ile yıkılan binada iş aşaması ve sorumluluk ilişkilendirilmesi” adı altında tablo hazırlandığı , bu tabloya göre binanın proje aşamasında, binanın zemin etüd raporu, statik hesap raporu, kolon kesit ve donatı alanı yetersizliği, yetersiz donatı detaylandırılması olmadığı halde yapı ruhsatını veren Belediyenin ilgili birimi ve proje müellifinin sorumlu olduğu; binanın yapım aşamasında kolon sayı ve boyutlarda uyumsuzluğun olduğu, malzemenin kalitesiz olduğu, donatı detaylandırılmasının yetersiz olduğu, bu nedenle yapı müteahhidinin ve teknik uygulama sorumlusu olan belediyenin ilgili biriminin sorumlu olduğu; binanın iş bitimi aşamasında biten bina inşaatının projeye uygunluğunun denetlenmediği, bu nedenle yapı müteahhidi ve belediyenin teknik uygulama sorumlusu kişinin sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
İnşaatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediyeler Kanunun “Belediyenin Vazifeleri” başlıklı 15.maddesinin 79.bendinde “İmar planlarının yapımı ve uygulanması ile yapıların inşaat ve iskan ruhsatı aşamasında, Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standardına uygunluk sağlamak, uygulamaları denetlemek ve bütünlüğü sağlayıcı tedbirler alma” hükmünün yer aldığı;
Yapı ruhsatını düzenleyen ve kontrol eden sanıkların inşaatına başlanılacak yapının statik hesap raporu, zemin etüd raporu ve jeolojik etüd raporu olmadan yapı ruhsatı verilmesi nedeni ile 3194 sayılı İmar Kanunun “Ruhsat alma şartları” başlıklı 22. maddesinde; “Yapı ruhsatiyesi almak için belediye, valilik bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir. Dilekçeye sadece tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge), mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa, ebatlı kroki eklenmesi gereklidir. Belediyeler veya valiliklerce (….) (2) ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir. Eksik veya yanlış olduğu takdirde; müracaat tarihinden itibaren onbeş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç onbeş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.” hükmüne aykırı davrandıkları, binanın meydana gelen deprem nedeni ile yıkılmasında, sanıkların özen yükümlülüklerine uymayarak mevcut sonucun gerçekleşmesinde etkili olduğu, bu nedenle meydana gelen ölümler bakımından sanıkların eyleminin bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, görevi kötüye kullanma suçundan değerlendirme yapılarak suçun zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile verilen düşme kararı;
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeple 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 01.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.