T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
Esas: 2016/11067
Karar: 2016/14413
K.T.: 23.05.2016
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;
Takip borçlusu, icra mahkemesine başvurarak, sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte diğer öne sürdüğü sebepler yanında satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkeme, istemlerin reddine karar vermiştir.
6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunmasına ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesine dair düzenlemeler yapıldığı, bu kapsamda aynı kanun 5. maddesi uyarınca önleyici tedbir olarak aile hakimi tarafından, şiddet uygulayanın, korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması yönünde tedbir kararı verilebileceği, tedbir kararına aykırı hareket edilmesi halinde ise, aynı kanunun 13. maddesi uyarınca, disiplin hapsi uygulanabileceği hususları düzenlenmiştir.
Şikayetçinin şikayet dilekçesi ekinde sunduğu 24.01.2015 tarihli tebliğ-tebellüğ tutanağı ile, 6284 sayılı Kanun kapsamında, eşi olan müşteki …’ın bulunduğu konuta 6 ay süre ile yaklaşmasının yasaklanmasına dair tedbir kararının olduğu görülmüş, ihalenin feshi istemine konu edilen satış ilanının takip borçlusuna 7201 sayılı Kanun’un 16. maddesine uygun olarak 25.03.2015 tarihinde “muhatabın tevziat anında çarşıda olduğundan birlikte sakin aynı konutta ikamet eden eşi … imzasına” şerhi ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tebligat, tebligatın içeriği ve yapılmasına dair mevzuat hükümleri tamamen şekli kurallar içermekte olup, bu yolla hedeflenen asıl amaç “tebligat muhatabının” bilgilendirilmesidir. Zira, tebligat muhatabının bilgilendirilmesi, tebligata dair mevzuat çerçevesinde yapılacak şekli işlemlerinin doğru bir biçimde yerine getirilmesi ile mümkün olup, bunun doğal sonucu olarak, tebligat işleminin belgelendirilmiş olması gerek tebligat yaptıran gerek tebligatın muhatabının haklarının korunmasında önemli bir rol teşkil edecektir.
Bu kapsamda, borçlu …’a satış ilanı tebliğ edildiği tarihte, eşi olan müşteki …’ın konutuna yaklaşmaması gerektiğine dair 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararı olduğuna göre, borçlunun satış ilanı tebliğinden ve dolayısıyla ihaleden haber olmadığının kabulü gerekir.
İİK’nun 127. maddesi gereğince, satış ilanının borçluya tebliği zorunlu olup, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
O halde mahkemece, ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.