T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
Esas: 2018/7462
Karar: 2019/10840
K.T.: 20.06.2019
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından başlatılan işçilik alacaklarına dayalı ilamlı takipte borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, brüt olarak hükmedilen alacakların nete çevrilmeden takibe konulduğu ve işlemiş faiz oran ve miktarlarının hatalı olduğu şikayetleri ile icra emrinin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince, istemin kısmen kabulü ile ilamdaki işçi alacaklarının net üzerinden hesaplanıp bu kısım üzerinden takibin devamına, bakiye kısmın iptali yönündeki şikayetinin reddine, kararın infazı aşamasında mahkemeye sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda işçilik alacaklarından yapılması gereken kesintilerinin icra müdürlüğünce kesilerek ilgili kurumlara ödenmesi ile faize ilişkin şikayetin kısmen kabulü ile icra emrinin düzeltilmesine karar verildiği; borçlunun istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf talebinin kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak ilamdaki işçi alacaklarının net üzerinden hesaplanıp bu kısım üzerinden takibin devamına, bakiye kısmın iptali yönündeki şikayetin reddi ile kararın infazı aşamasında mahkemeye sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda işçilik alacaklarından yapılması gereken kesintilerinin icra müdürlüğünce kesilerek ilgili kurumlara ödenmesine, faize ilişkin şikayetin kısmen kabulü ile toplam alacak miktarı yönünden icra emrinin düzeltilmesine karar verildiği görülmüştür.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 94, 103 ve 104. maddeleri hükümleri gereğince, işveren nakten veya hesaplama yaptığı sırada ödenecek miktar üzerinden istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben kesinti yapmaya mecburdur. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 8. maddesine göre borçlu işveren, vergi sorumlusu, alacaklı, işçi de vergi mükellefidir. Takip konusu olan alacakların dayanak ilamda net olarak hesaplandığı belirtilmediğinden verginin ödenmesi bakımından vergi dairesine karşı yükümlü olan borçlunun ilamda yazılı alacaklarda “vergi sorumlusu” sıfatı ile gelir vergisine mahsuben vergi dairesine ödemekle zorunlu olduğu miktarları kesinti yapmak ve kalan kısmı da icra dosyasına yatırmak suretiyle borçtan kurtulması mümkün olacaktır (HGK’nun 27.06.1984 tarih ve 12-280/752 sayılı Kararı).
Somut olayda, takip dayanağı ilamda alacaklara brüt miktar üzerinden hükmedildiği ve yine bu brüt miktarlar üzerinden takip yapıldığı, ilk derece mahkemesince aldırılan 22/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda net alacak miktarlarının belirlendiği, işlemiş faiz miktarlarının da bu net miktarlar üzerinden hesap edildiği anlaşılmaktadır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesince aldırılan 22/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda yapılan belirlemelere göre net miktarlar üzerinden takibin devamı yönünde yeniden hüküm kurulması gerekirken, yasal kesintilerin icra müdürlüğünce dikkate alınacağından bahisle bu yöndeki şikayetin reddi ile brüt alacak miktarları esas alınarak ulaşılan hatalı miktarlar üzerinden hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 01/02/2017 tarihli, 2016/281 E.-2017/84 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.