T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
Esas: 2016/5417
Karar: 2017/15240
K.T.: 02.11.2017
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; aracını davalıya ait işyerinde yıkatılması için davalının işyerinde çalışan şahsa teslim ettiğini, davalının işyerinde çalışanın kaza yapması nedeni ile aracın zarar gördüğünü, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/20 d.iş sayılı dosyasından yapılan hasar tespitinde trafik kaza eğitim bilirkişisi araç sürücüsünün kazaya sebebiyet vermekte asli ve tam kusurlu olduğunu rapor ettiğini, hasar bedeli yönünden inceleme yapan bilirkişi ise 15.050,00 TL onarım bedeli gerektiği yönünde rapor sunduğunu, davalının adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında onarım bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, davalı aleyhine başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazının iptaliyle takibin devamına ve %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava konusu kazadan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, kaza yapan şahsın işyerinde çalışmadığını belirterek, davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/20 d.iş sayılı dosyasından yapılan hasar tespitinde araç sürücüsünün kazada asli ve tam kusurlu olduğunun rapor edildiği, hasar bedelinin 15.050,00 TL olduğu, davalı borçlunun sorumluluğunun BK 55.maddesinde düzenlenen “adam çalıştırmanın sorumluluğu ” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve kusursuz sorumluluk ilkesinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün 2012/3016 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı itirazında haksız olduğundan takibe konu asıl alacak 15.050,00 TL’nin % 20’si olan 3.010,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
-2-
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut olayda, davacı davadan evvel davalının yokluğunda Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığıyla tespit yaptırmış, ancak dava dosyasında yeniden keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmamıştır.
6100 sayılı HMK.nun 400-406.maddeleri gereğince, delil tespitinde, “Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir.” Delil tespitinin konusunu maddi vakıalar oluşturur ve bilirkişi raporunda belirtilen görüş taraflar lehine kazanılmış hak doğurmaz. Yani delil tespiti kesin delil niteliğinde değildir.
Delil tespiti isteyenin haklarını korumak için zorunluluk varsa veya acele hallerde mahkemece karşı tarafa tebligat yapılmadan delil tespiti yapılabilir, ancak bu durumda mahkemece delil tespiti tutanağının ve bilirkişi raporunun bir sureti derhal karşı tarafa tebliğ edilmelidir.
Dava öncesinde yaptırılan tespit dosyasında delil tespit tutanağı ve bilirkişi raporu davalıya tebliğ edilmemiştir. Davalı tarafa tebliğ edilmeyen delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece; davacının uğradığı zararın kapsamı ve miktarının tespiti bakımından konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının sağlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile davalının yokluğunda yapılan ve tebliğ edilmeyen tespit dosyasında alınan bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte yazılı nedenler ile davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte yazılı nedenler ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.