T.C. Yargıtay 9. Ceza Dairesi
Esas: 2001/2636
Karar: 2001/2900
K.T.: 19.11.2001
Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu umumi bir tehlike gerektiren tahribata ve iki kişinin ölümüne sebebiyet vermekten sanık Derya Taymaz’ın yapılan yargılaması sonunda; Mahkumiyetine dair DÜZCE Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 10.5.2001 gün ve 2000/247 esas, 2001/106 karar sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihi binanın yıkılma tarihi olup, ağır para cezasının 4421 sayılı yasa uyarınca artırılması gerektiği gözetilmeksizin eksik tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya münderecatına göre sanık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün istem gibi ONANMASINA 19.11.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
TCK.nun 383.maddesinin cezalandırdığı konu taksirli fiilden doğan sonucun meydana getirdiği genel tehlike halidir. Tehlikenin meydana gelmiş olması zorunlu koşuldur. Maddede gösterilen tahribat ve musibetlerden birine taksirle sebebiyet verilmesiyle maddi unsur oluşur. Binaların yıkılması hususu mehazda olmasına karşın yasamızın bu maddesine alınmamıştır. Burada madde dikkatle okunduğunda musibetin yani dosyamızda depremin meydana gelişinde de sanığın rolünün olması gerekir. Diğer bir deyişle sanık genel tehlikeye sebebiyet vermelidir.
Aynı yasanın 455.maddesinde ise emir, nizam ve talimatlara uymama sonunda kişilerin ölümüne neden olmak cezalandırılmıştır. Olayımızda sanığın eylemi dışında depremin de etkisiyle sonuç meydana gelmiştir. Genel tehlikeye öncelikle deprem nedendir. Bu ise sanığın iradesi dışında olmuştur.
TCK.nun 455.maddesi yerine 383.maddesinin uygulanması durumunda gündeme gelecek olan aynı yasanın 413.maddesinin düşünülmesi anlamsızlık kazanacağı gibi karşımıza zamanaşımı, beton yorgunluğu, deprem şiddeti ve fay kayması gibi hususlar uygulama zorluğu çıkaracaktır.
Açıklanan nedenlerle TCK.nun 455 yerine 383.maddesi ile ceza belirleyen mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olmadığı kanısıyla sayın çoğunluğun 383.maddeden kurulan hükmün onanması yolundaki görüşüne karşıyım.