T.C. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi
Esas: 2022/1086
Karar: 2022/3228
K.T.: 18.04.2022
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan …’ün, 146, 530, 875, 547, 887, 178, 734, 1629, 335, 874, 1742, 2077, 2175, 2221, 2427, 2539 ve 2783 parsel sayılı taşınmazlarını ölünceye kadar bakma akdi ile davalıların mirasbırakanı olan oğlu …’ye temlik ettiğini, temlikten kısa süre sonra …’nin öldüğünü, akdin geçersiz hale geldiğini, mirasbırakanın saklı payını hiçe sayarak tüm taşınmazlarını oğluna devrettiğini, diğer mirasçıların mülkiyet hakkının kötüniyetli olarak engellendiğini ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, bakıp gözetme borcunu yerine getirdiklerini, temlikin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, bakım borçlusunun ölümü ile sözleşmenin son bulmayacağı, bakma ve gözetme borcunun bakım borçlusunun mirasçılarına intikal edeceği, bakım alacaklısının ölüm tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde sözleşmenin feshini isteyebileceği, mirasbırakanın sağlığında sözleşmenin feshi amacıyla dava açmadığı, mirasbırakanın ölünceye kadar davalılar ile birlikte davalıların ikametgahında yaşadığı, mirasbırakan ile ölünceye kadar davalı tarafın ilgilendiği, davalıların mirasbırakanları … ‘ün ölümünden sonra da mirasbırakan …’ün bakımının davalılar tarafından yapıldığı, davacının ise mirasbırakanı ve eşini bir gün dahi aramadığı, dava konusu taşınmazların davalılara temlikinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı, bakımın yapılmasının amaçlandığı ve davalıların da bakım görevini yerine getirdikleri gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairece; “…mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; mirasbırakanın malvarlığı araştırılmamış, temlikin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığı yönünde inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
Hâl böyle olunca; mirasbırakanın terekesinin tamamının değerinin saptanması, ölünceye kadar bakma akti ile yapılan temlikin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda deliller değerlendirilmek suretiyle mirasbırakanın gerçek iradesinin açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru değildir. ” gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece; mirasbırakan … Önkul’un terekesinin tamamı tespit edildikten sonra akit tarihi itibariyle değerlerinin belirlendiği, buna göre ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle yapılan temlikin makul sınırlar içerisinde kaldığı, temlikinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı, bakımın yapılmasının amaçlandığı ve davalıların da bakım görevini yerine getirdikleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
4. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen karara karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bakım borçlusunun ölümü ile ölünceye kadar bakma akdinin ortadan kalkması gerektiğini, Mahkemece bu yöne ilişkin hatalı değerlendirme yapıldığını, dinlenen tanıkların davalılar ile birlikte aynı köyde yaşadıklarını, beyanlarına itibar edilmesinin doğru olmadığını, mirasbırakanın temlik tarihinde kendisine bakamayacak durumda ve hasta olan oğlu …’ye dava konusu taşınmazları temlik etmekteki amacının davacıdan mal kaçırmak olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614).
Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
6.3. Değerlendirme
Mirasbırakan …’ün 23/11/2011 tarihinde ölümü ile geride eşi …, müşterek çocukları …, … ile kendisinden önce 04/11/2007 tarihinde ölen oğlu …’nin çocukları …ve …’nun mirasçı olarak kaldıkları, davalı …’in …’nin eşi olduğu, toplam 17 parça tarla, bahçeli kerpiç ev ve ahır nitelikli taşınmazların mirasbırakan tarafından 22/03/2006 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile oğlu …’ye devredildiği, …’nin ölümü ile taşınmazların mirasçılarına intikal ettiği, mirasbırakan …’in terekesinde bulunan taşınmazların ölünceye kadar bakma akdinin düzenlendiği tarihteki değerinin 20.587,15 TL, dava konusu taşınmazların değerinin ise 313.095,25 TL olduğunun keşfen saptandığı, mirasbırakanın kendisine baktırmak amacı olması halinde malvarlığının tamamına yakınını vermek yerine daha azı ile yetinebilecekken, ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile makul karşılanabilecek sınırın aşıldığı, yukarıda belirlenen olgular, değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde mirasbırakanın yapmış olduğu temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilmelidir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.