
T.C.YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
Esas:2021/6538
Karar: 2023/1257
K.T.:02.03.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Esastan ret
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından davacı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu edilen senet açısından müvekkili şirketin davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, takibe dayanak bononun yetkisiz şirket ortağı tarafından imzalanarak bonoyu imzalayan kişinin kötü niyetle hareket ettiğini, bononun zorunlu şekil şartları açısından eksik olduğunu ve keşide yerindeki iki imzanın müvekkili şirketi temsile yetkili olmayan … tarafından atılmış olduğunu belirterek senetten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; …’in davacı şirketin kuruluş tarihi olan 11.01.2001 tarihinde münferiden yetkili olarak atandığını ve 10.10.2018 tarihli tescile kadar ortak sıfatının devam ettiğini, takibe konu bononun incelenmesi halinde görüleceği üzere bononun 2018/Haziran ayında keşide edildiğini, …’in 2018/Ekim ayına kadar şirket ortağı ve yetkilisi olması ve bononun 2018/Haziran ayında keşide edilmesi karşısında davacının iddia ettiği gibi yetkisiz temsilden ve ortak olmayan bir dönemde düzenlenen kambiyo senedinden söz edilemeyeceğini, kötü niyetli olarak borçtan kurtulma çabasına girişildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile senedin düzenlenme tarihi olan 12.06.2018 tarihinde …’in, davalı borçlu şirkette hala pay sahibi olduğu ve şirketi tek başına temsil yetkisi bulunduğu, …’in şirketteki ortaklığının ve münferit yetkisinin davacı şirketin kuruluş tarihi olan 11.01.2001 tarihinden 10.10.2018 tarihine kadar devam ettiği, senedin bedelsizliğinin ancak yazılı bir delille ispat edilebileceği, münferiden yetkili olan … tarafından senedin muvazaalı olarak doldurulduğuna ilişkin somut bir delilin dosyaya sunulmadığı, söz konusu işlemin gerçek kişiler arasında değil, tüzel kişiler arasında gerçekleştiği ve her iki şirketin de farklı tüzel kişiliğe sahip oldukları dikkate alındığında somut olay açısından yazılı ispat kuralının geçerli olduğu, dava konusu senedin davalı borçlu şirketin ticari defterlerine işlenmemesinin, senede dayalı bir alacağın varlığını ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Mahkemenin kararının tüm deliller toplanmadan oluşturulduğunu, toplanmış delillere göre ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, bononun geriye doğru sahte olarak düzenlendiğini, kaşenin müvekkil şirkete ait olmayıp söz konusu kaşenin sahte olarak matbaada üretildiğini, 12.06.2018 tanzim 26.03.2019 vade tarihli ve 1.250.000,00 TL bedelli kambiyo senedi niteliğinde olmayan evraktan dolayı müvekkil şirketin borcunun bulunmadığını, Mahkemece 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 395 inci maddesindeki şirketle işlem yapma yasağı kuralı irdelenmeden ve bu husustaki deliller toplanılmadan karar oluşturulduğunu belirterek Mahkemenin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, kötü niyetli davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, İlk Derece Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bono nedeniyle davacının borçlu olup olmadığına ilişkindir.
İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.