T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi
Esas:
 2021/14845
Karar: 2021/2469
K.T.: 07.06.2021

TAZMİNAT DAVASI – TRAFİK KAZASI SONUCU OLUŞAN CİSMANİ ZARAR NEDENİYLE SÜREKLİ BAKICI GİDERİ ZARARINDAN OLUŞAN MADDİ TAZMİNAT İSTEMİ – SÜREKLİ BAKICI GİDERİ ZARARININ POLİÇEDEKİ TEDAVİ GİDERLERİ TEMİNATINDAN KARŞILANMASI GEREKTİĞİ – HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle sürekli bakıcı gideri zararından oluşan maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları gereği, bakıcı giderinin sakatlık teminatı kapsamında kaldığı ve sakatlık teminatına ilişkin limitin tüketilmiş olduğu gerekçesiyle, davalının sorumluluğunun kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davaya konu edilen sürekli bakıcı gideri zararının, poliçedeki tedavi giderleri teminatından karşılanması gerektiği dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.


(2918 S. K. m. 90) (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5) (ANY. MAH. 17.07.2020 T. 2019/40 E. 2020/40 K.)

Dava: Taraflar arasındaki  tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen  hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 02.06.2021  Çarşamba günü davacı vekili Avukat  … geldi. Davalı taraftan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı … şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın 03/06/2016 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında davacının yaralandığını ve malul olduğunu beyanla; bakıcı gideri tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, sakatlık teminatının tamamının ödendiğini, ZMMS Genel Şartları gereğince bakıcı giderinin de sakatlık teminatı kapsamında olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk derece mahkemesince Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.5 çerçevesinde sakatlık teminatının sürekli sakatlık ile bakıcı giderlerini de karşıladığı, bu durumda davalının poliçe limiti dahilinde olan sürekli sakatlık teminatı kapsamında poliçe teminat limitinin tamamını ödediği gerekçesiyle davacının davasının yerinde bulunmadığından reddine, karar verilmiştir.

Hükme karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle sürekli bakıcı gideri zararından oluşan maddi tazminat istemine ilişkindir.

Davacı taraf, sürekli bakıcı giderinin tedavi gideri teminatından karşılanması gerektiğini iddia ederek bakiye tazminat isteminde bulunmuş; davalı sigortacı ise, bakıcı giderine ilişkin zararın da sakatlık teminatı kapsamında kaldığını ve anılan teminata ilişkin limitin tüketildiğini savunmuştur. Bu itibarla; taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının sürekli bakıcı gideri zararının, davalı tarafından düzenlenen ZMSS poliçesindeki “sakatlık teminatı” kapsamında mı yoksa “tedavi gideri teminatı” kapsamında mı olduğu ve davalının davadan önce ödediği 310.000,00 TL. ile sorumluluğunun son bulup bulmadığı noktasında toplanmaktadır.

İlk derece mahkemesi tarafından, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları gereği, bakıcı giderinin sakatlık teminatı kapsamında kaldığı ve sakatlık teminatına ilişkin limitin tüketilmiş olduğu gerekçesiyle, davalının sorumluluğunun kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

ZMSS Genel Şartları’nın A.5-c maddesiyle, zarar görenin tedavisinin tamamlanmasından sonra tespit edilen sürekli maluliyetine bağlı sürekli (ömür boyu) bakıcı giderlerinden, sürekli sakatlık teminatı ve bu teminata ilişkin limit dahilinde sigortacının sorumlu olacağı düzenlemesi yapılmıştır. Ancak; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’na karşı yapılan başvurular üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu iptal kararı gereği; sigorta teminatına giren ve girmeyen zararların belirlenmesi; zarar sigorta teminatına girmekle birlikte, poliçedeki hangi teminata girdiği belirlemesinin, ZMSS Genel Şartları’na göre yapılması mümkün değildir. Anılan belirlemelerin, KTK ve bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde de Borçlar Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği açıktır. Bu itibarla; Anayasa’ya aykırı olduğu için bir kısım hükümleri iptal edilen ZMSS Genel Şartları’na ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin kararı, KTK, BK ve yerleşik Yargıtay uygulamaları dahilinde belirleme yapılması gerekmektedir.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gereği, ZMSS Genel Şartları’nın A.5-c maddesine göre bakıcı giderlerinin sürekli sakatlık teminatı kapsamında kabul edilmesinin mümkün olmadığı; sürekli bakıcı gideri zararının, AYM iptal kararı da dikkate alınarak Dairemizin önceki yerleşik uygulamaları gereği, tedavi giderleri teminatında yer aldığı hususları hep birlikte ele alındığında, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmenin doğru olmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davaya konu edilen sürekli bakıcı gideri zararının, poliçedeki tedavi giderleri teminatından karşılanması gerektiği dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir

Sonuç:  Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nun 371/1-a maddesi gereğince,  Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA; aynı Kanun’un 373/1 maddesi uyarınca, dosyanın ilk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,  3.050,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 07/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi