T.C. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
Esas:
 2015/8395
Karar: 2017/3574
Tarih: 09.03.2017

Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı isteminin özeti:

Davacı vekili, davacının net maaşının 1050 TL olduğunu, servis elemanı olarak çalıştığını, davacının fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, iş koşullarında değişiklik yapıldığını, yıldırılmaya çalışıldığını, iş koşulları nedeni ile davacının salığının bozulduğunu, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti alacaklarını istemiştir.

B)Davalı cevabının özeti:

Davalı Büyük İstanbul Eğitim,Turizm ve Sağlık Yatırımları İşletme Tİcaret Anonim Şirketi vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, aynı il sınırları içinde değişik işyerlerinde çalıştırılmasının İş Kanunu’na aykırı olmadığını, fazla mesai ücretinin ödendiğini, çalışma saatlerine dair iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının iddiası dediği gibi bir çalışmanın sürdürülemeyeceğini, vardiyalı çalışma olduğunu, imzalı bordroların bulunduğunu, davacının maaşlarını bankadan ihtirazi kayıtsız aldığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı UCS Şirketi vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının fesih gerekçesi haksız olduğundan kıdem tazminatı hakkının bulunmadığını, müvekkilnin hizmet alım sözlemesi ile çalıştığını, asıl işveren kamu kuruluşu olduğundan kayıt dışılığın bulunmadığını, tüm çalışmaların puantajlar ile resmileştirildiğini, ve bu şekilde bordrolar ile tahakkuk ettirildiğini, şartname gereğince işçiye aylık 22 saat fazla mesai ücreti ödendiğini, fazla mesai yapıp yapmadığına bakılmaksızın her ay puantaj kayıtları ile belirlenerek bordroya yansıtılmakta ve banka hesabına yatırılmakta olduğunu, bayram gibi bazı tatil günlerinde çalışması halinde buna dair ücretin aylık ücretinden ayrı olarak tahakkuk ettirildiğini ve ödendiğini, bordrolardan bu hususun belli olduğunu, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

C)Yerel Mahkeme kararının özeti:

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının tanık deliline dayandığı, her iki davacı tanığının davacının işten ayrılma sebebini bilmediklerini ifade ettiği, davacı sağlıksız koşullarda çalıştığını ifade etmiş ise de buna ilişkin somut bir delil dosyaya sunmadığı, Beltur Şirketi’nin İstanbul’da bir çok sosyal tesisinin bulunduğu, bu tesislerde 1000’den fazla eleman çalıştığı dikkate alındığında, sağlıksız bir ortam olması durumunda bu çalışanlarda da sağlık sorunlarının yaşanması gerektiği, bu yönde de bir iddianın bulunmadığı, dönem dönem davalı şirketin farklı yerlerdeki organizasyonlar sebebi ile çalışanların görevlendirilmesinin olağan olduğu, burada önemli olan hususun görevlendirme sebebi ile ücretin ödenip ödenmediğinin önem arzetmesi gerektiği, davacının sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini ispatlayamaması sebebi ile kıdem tazminatına hak kazanmadığı, davacı fazla çalışma alacağı talebinde bulunmuş ise de ücret bordrolarında her ay belirli miktarda fazla mesai ücretinin tahakkuk edildiği, davacının ihtirazı kayıt koymaksızın bankadan bu ücretleri aldığı, bordrolarda tahakkuk edilen fazla çalışma alacağından daha fazla alacağının olduğunu yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, ancak dava dosyamızda sadece tanık deliline dayandığı, bu yöndeki itirazını ispatlayamadığından dolayı bu talebinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

D)Temyiz:

Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

E)Gerekçe:

Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

Dosya içeriğine, davalı UCS Şirketi vekili’nin “şartname gereğince işçiye aylık 22 saat fazla mesai ücreti ödendiğini, fazla mesai yapıp yapmadığına bakılmaksızın her ay puantaj kayıtları ile belirlenerek bordroya yansıtılmakta ve banka hesabına yatırılmakta olduğunu” yönündeki beyanlarına ve sunulan bordrolara göre davalı işyerinde her ay yapılsın ya da yapılmasın davacıya fazla mesai ücreti ödendiği, genel olarak fazla mesai süresi olarak aylık 22 saat fazla mesai tahakkukkununu bordrolarda yapıldığı görülmektedir. Hükme esas bilirkişi raporunda ve Mahkeme gerekçesinde, bordrolarında her ay belirli miktarda fazla mesai ücretinin tahakkuk edildiği, davacının ihtirazı kayıt koymaksızın bankadan bu ücretleri aldığı, bordrolarda tahakkuk edilen fazla çalışma alacağından daha fazla alacağının olduğunu yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, ancak davacının yazılı delil ile ispatlayamadığı yönündeki açıklamalar ile davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.

Dairemiz uygulamasına göre imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. Ayrıca iş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, yıllık ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.

Somut uyuşmazlıkta davacının çıplak ücreti bordroda açık olduğundan ve fazla mesai hanesi açıkça öngörülüp, ister çalışsın ister çalışmasın fazla mesai ücreti ayrıca ödendiğinden, ödenen bu fazla mesai ücretinin, diğer ödenen çıplak ücretle birlikte davacıya ödenen aylık ücretin kendisi kabul edilmemelidir.

İşyeri uygulaması ile fazla mesai yapılsın veya yapılmasın fazla mesai ücreti ödenmesi kararlaştırılmıştır. Bu bir anlamda fazla mesai ücretinin aylık ücrete dahil edildiğinin kabul görmesidir. Ancak, davacının bordroda tahakkuku yapılan fazla mesai saatlerinden daha uzun saatlerle fazla mesai yapıp yapmadığının tespiti gerekmektedir.

Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça Beltur Şirketi’ne ait çalışma çizelgelerine delil olarak dayanmıştır.

Davalı UCS Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde; asıl işveren kamu kuruluşu olduğundan kayıt dışılığın bulunmadığı, tüm çalışmaların puantaj ile resmileştirildiği ve bu şekilde bordrolarda tahakkuk ettirildiği şartname gereğince aylık 22 saat fazla mesai ücreti ödendiği fazla mesai yapıp yapmadığına bakılmaksızın her ay puantaj kayıtları ile belirlenerek bordroya yansıtıldığı ve banka hesabına yatırıldığını savunmuş, yani şartnamede öngörülen 22 saat fazla mesai ücretinin puantajlanmasından bahsetmiştir.

Mahkeme tarafından çalışma çizelgelerinin talep edildiği müzekkereye davalı Beltur Şirketi tarafından cevap verilmemiş, davalı Beltur Şirketi vekili Beltur Şirketi’nin Sayıştay denetimine tabi bir kamu kurumu niteliğinde olduğunu, ihale şartnamesinde işçilerin kaç saat mesai yapacağının gösterildiğini, bu kayıtlar dışında fazla mesai yapılmasının, bir çizelge tutulmasının mümkün olmadığını belirtmiştir.

Davacı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde, salon şefi Abdurrahim Demircioğlu imzası ile birkaç çalışma saati çizelgelesi ibraz edilmiş olup, davacının ismi bu çizelgelerde yer almamakla birlikte davacı vekili bu çizelgelerin davalı işverenlikte çalışma çizelgesi hazırlandığına delil olduğunu ileri sürmüştür.

Mahkeme tarafından yapılacak iş, davalılara HMK.nun 220. maddesine uygun şekilde işlem yapılarak çalışma çizelgelerinin verilmesini bildirmektir. Çalışma çizelgeleri verilmesi halinde bu çizelgelerde yer alan aylık 22 saati aşan çalışmalar varsa bunlar dikkate alınmalıdır. Çalışma çizelgelerinde aylık 22 saati aşmayan veya çalışma çizelgesi bulunmayan dönemler için tanık beyanlarına göre fazla mesai yaptığının sübut bulup bulmadığı irdelenmeli, tanıkların bildikleri dönemler de dikkate alınarak fazla mesai alacağı olup olmadığı irdelenmelidir. Fazla mesai süresinin hesaplanmasında, dava dilekçesinde ileri sürülen çalışma saatlerinin aşılmamasına özen gösterilmelidir.

Hesaplanan fazla mesai süresinden her ay için o aya ait olan bordrodaki fazla mesai süresi saat bazında mahsup edilmeli, böylece varsa eksik ödenen fazla mesai ücretine hükmedilmelidir.

Yukardaki incelemeye göre fazla mesai ücreti alacağı çıkması halinde davacının haklı feshi nedeni ile kıdem tazminatı talebi kabul edilmeli, bilirkişi raporundaki hesaplama denetime tabi tutularak bir karar verilmelidir.

Diğer taraftan fazla mesai ücretinin ücretin içinde olması ve asıl ücretin fazla mesai olarak ödenen miktarın dışlanması sonucu kabul edilen çıplak ücret olması karşısında, fazla mesai ücreti alacağının bordroda belirtilen çıplak ücret, kıdem tazminatının ise çıplak ücrete göre belirlenecek giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği göz önüne alınmalıdır.

F)SONUÇ:

Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09/03/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.