T.C. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
Esas: 2015/2078
Karar: 2015/11503
Tarih: 03.06.2015
- AİLE KONUTU
- İYİNİYET
- KÖTÜNİYET
- TAŞINMAZIN SATIŞININ İPTALİ VE TESCİL TALEBİ
ÖZET: Davacı, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu iddiası ile Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca satışın iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Dava konusu taşınmazın, davacının eşi Salih tarafından 04.12.2012 tarihinde davalılardan Ahmet’e devredildiği, Ahmet’in de 18.12.2012 tarihinde taşınmazı davalılardan Şüalp’e devrettiği anlaşılmaktadır. Aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi olan erkek eş tarafından üçüncü kişiye devri, davacının açık rızasını gerektirmektedir. (TMK.md. 194/1) Bu rıza alınmamıştır. Tapu kaydında konutla ilgili bir şerh de bulunmamaktadır. Bu durumda taşınmazı ilk devralan Ahmet’in, iyi niyetli olması halinde kazanımı korunacak (TMK.md. 1023), kötü niyetli ise kazanımı korunmayacak, bu son halde Ahmet’in üzerindeki tescil, yolsuz tescil niteliğini alacaktır (TMK.md. 1024/2). Ne var ki, taşınmazı ilk devralan Ahmet, bu taşınmazı Şüalp’e devretmiştir. Ahmet’in, taşınmazı davalı Şüalp’e devrinde Türk Medeni Kanunun 194. maddesi koşulları artık aranmaz. Bu durumda taşınmazı en son devralan davalı Şüalp, kendisine bu taşınmazı devreden Ahmet’in üzerindeki tescilin yolsuz olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, bu tescile dayanamaz.
Davacı, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu iddiası ile Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca satışın iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Dava konusu taşınmazın, davacının eşi Salih Sağıroğlu tarafından 04.12.2012 tarihinde davalılardan Ahmet’e devredildiği, Ahmet’in de 18.12.2012 tarihinde taşınmazı davalılardan Şüalp Kandemir’e devrettiği anlaşılmaktadır. Aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi olan erkek eş tarafından üçüncü kişiye devri, davacının açık rızasını gerektirmektedir. (TMK.md. 194/1) Bu rıza alınmamıştır. Tapu kaydında konutla ilgili bir şerh de bulunmamaktadır. Bu durumda taşınmazı ilk devralan Ahmet’in, iyi niyetli olması halinde kazanımı korunacak (TMK.md. 1023), kötü niyetli ise kazanımı korunmayacak, bu son halde Ahmet’in üzerindeki tescil, yolsuz tescil niteliğini alacaktır (TMK.md. 1024/2). Ne var ki, taşınmazı ilk devralan Ahmet, bu taşınmazı Şüalp’e devretmiştir. Ahmet’in, taşınmazı davalı Şüalp’e devrinde Türk Medeni Kanunun 194. maddesi koşulları artık aranmaz. Bu durumda taşınmazı en son devralan davalı Şüalp, kendisine bu taşınmazı devreden Ahmet’in üzerindeki tescilin yolsuz olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, bu tescile dayanamaz. (TMK.md. 1024/1) Toplanan delillerden, tüm davalıların birbirlerini tanıdıkları; davalı Ahmet’in taşınmazın aile konutu olduğunu bilerek satın aldığı; davalı Şüalp’in ise, ilk satış işleminden çok kısa bir süre sonra taşınmazı gerçek değerinin çok altında bir bedelle satın aldığı ve bir hafta sonra davalı erkek eşe kiraladığı bu nedenlerle, davalı Şüalp’in, taşınmazı kendisine devreden Ahmet üzerindeki tescilin yolsuz olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği; diğer davalılarla el ve iş birliği içinde kötü niyetli olarak hareket ettiği de anlaşılmaktadır. Öyleyse davanın kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.03.06.2015(Çrş.)
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.