T.C.YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ
Esas: 2021/10156
Karar: 2022/851
K.T.: 08.02.2022
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava; taraf muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, 81 yaşında olduğunu, sağlığında taşınmazlarını oğulları arasında paylaştırmak istediğini, aralarında anlaşmazlık çıkınca çekişmeli taşınmazın da içinde bulunduğu 4 parça taşınmazını çocuklarının bilgi ve rızası ile büyük oğlu …’a tapuda satış gibi göstermek suretiyle temlik ettiğini, gerçekte bedelsiz devir yaptığını, daha sonra dava konusu 193 parsel sayılı taşınmazın payları oranında oğulları adına tescilini sağlamak üzere köy imamına vekalet vermesinin istenildiğini ancak taşınmazın yüzölçümü itibariyle paylı temlikinin mümkün olmadığının öğrenilmesi üzerine oğulları arasında anlaşma sağlanıncaya dek ara malik …’e temlikinin sağlandığını, anılan kişinin bilgi ve rızası dışında oğlu olan diğer davalı …’a tapuda satış gibi göstermek suretiyle gerçekte bedelsiz devrettiğini, bu muvazaalı temliki son kayıt malikinin kendisi ve çocukları aleyhine fuzuli işgal iddiasıyla yaptığı idari başvurular üzerine öğrendiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen ilk karar Dairece 07/11/2013 tarihinde 2013/10878 Esas, 2013/15343 Karar sayılı ilamı ile;
“Bilindiği ve 05/02/1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere bu tür iddiaların yazılı belge ile kanıtlanması gerekeceği tartışmasızdır. Davacı eldeki davada 05/02/1947 tarih, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları gereğince yazılı delil ibraz edememiş ise de ilk el konumunda bulunan davalı … yargılama sırasında dinlenmiş, “..temlikin muvazaalı olduğunu, tapuda satış gibi göstermek suretiyle bedelsiz devir yapıldığını, babaları adına kayıtlı taşınmazların erkek çocukları arasında paylaşımı konusunda anlaşma sağlanıncaya dek taşınmazın kendisine geçici olarak verildiğini ” beyan ederek davacı iddialarının doğruluğunu teyit etmiştir.
Öte yandan taşınmazı ilk el…den temellük eden davalı ara malik … birleşen 2012/243 Esas sayılı dava dosyasında duruşmada “…… taşınmazı satın almak istedi ancak satış bedelinin tamamını ödeyemeyince taşınmaz bana devredildi, yaklaşık bir yıl süre ile adıma kayıtlı kaldı. Bedelin ödendiğinin bildirilmesi üzerine taşınmazı …’a devrettim. ” şekilde beyanda bulunmuş olup, bu beyandan temlikler sırasında para alışverişi olmadığı, taşınmazın bedelsiz olarak devredildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda ilk el konumundaki ve inançlı işlemin tarafı olan …’un kabulü ile ara malik …’in tevil yollu ikrarı ile taraf muvazaası iddiasının kanıtlandığı kabul edilmelidir.
Açıklanan bu olgu karşısında; ikinci el konumundaki …’un iyiniyetli olup- olmadığı hususunun araştırılması gerektiğinde kuşku yoktur. Dosya kapsamı bu açıdan değerlendirildiğinde ise; taşınmazı temellük eden ilk el konumundaki davalı … ile ikinci el konumundaki son kayıt maliki davalı …’un kardeş, davacının ise anılan davalıların babası olduğu, taşınmaz temlik edilirken davalı …’un durumu bilen ve bilecek durumda olduğu sabittir. Bu durumda iyiniyetli olmadığı, başka bir ifade ile TMK’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı kuşkusuzdur.
Diğer taraftan; son kayıt maliki olan … ile davacının baba-oğul olduğu, bilen ve bilebilecek konumda bulunduğuna göre davalı tarafa yemin teklifinde bulunulması doğru olmadığı gibi davacının yemin deliline başvurmasına ve yeminin davalı tarafça eda edilmesine hukuki bir sonuç bağlanamayacağı da açıktır.
Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilke ve saptanan olgular karşısında davanın kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı … vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalı … vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 571,63 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.