T.C. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi
Esas: 2022/150
Karar: 2023/1100
K.T.: 23.02.2023
- DAVANIN KISMEN KABULÜ KARARININ EKSİK İNCELEMEYE VE HATALI DEĞERLENDİRMEYE DAYALI OLUP OLMADIĞI
- KANUN YARARINA BOZMA
ÖZET: 04.05.2023 tarihinde www.resmigazete.gov.tr’de yayınlanan Yargıtay 7. Hukuk Dairesi kararı.
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11.03.2020
SAYISI : 2019/57 E., 2020/134 K.
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen ecrimisil talebiyle yapılan icra işleminin hukuka aykırı olduğu iddiasına dayanan menfi tespit davasında kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince miktar itibari ile kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; İstanbul Anadolu 12 İcra Müdürlüğünün 2016/14286 Esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine ecrimisil alacağı olduğu iddiasıyla icra takibi başlatıldığını, dava konusu dairenin bulunduğu arsanın davacı Ramazan Kaya ve dört akrabasının eşit katkıları ile ortak alındığını, herkesin bir daire yaparak binanın tamamlandığını, hisseli tapu olduğundan ve bölgede imar problemleri bulunduğundan kat irtifakı sağlanamadığını izah etmiştir. Vekil; davalının Üsküdar 5. Noterliği 9539 yevmiye No.lu ihbarnamesinde Ramazan Kaya’ya dava konusu taşınmazı satın aldığını ileri sürerek, taşınmazdan tahliyesini talep ettiğini; Beyoğlu 57. Noterliğinin 18655 yevmiye No.lu cevap ihtarnamesinde Ramazan Kaya’nın dairesini hiçbir şekilde davalıya satmadığını ve mülkiyeti kendisine ait olan taşınmazda kiracı olmadığını bildirdiğini açıklamıştır. İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün dosyasında müvekkillerinin 4.000,00 TL asıl alacak, faiz ve tüm ferilerinden davalıyı borçlu olmadığının tespitini, haksız ve kötü niyetli davalının aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı 13.04.2016 tarihinde satın aldığını, davacı tarafın dava dilekçesinde dava konusu taşınmazda kiracı olmadığını belirttiğini, bu durumda fuzuli şagil durumunda olduğunu, kötü niyet tazminatı koşulları oluştuğunun kabulü ile davacılar aleyhlerine %20’den az olmamak şartıyla tazminata hükmedilmesini, davacıların ayrıca disiplin para cezası ile cezalandırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin 2016/367 Esas ve 2018/205 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 05.02.2019 tarih, 2018/1947 Esas ve 2019/167 Karar sayılı ilamı ile davalı Ali Büyükyıldırım’ın İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, Burhaniye Mahallesi, 725 ada 105 parsel sayılı taşınmazda 17/3900 pay sahibi malik olduğu, davacıların taşınmazda malik olmadıkları, fiilen taşınmazda kullanımları olan davacıların malik olan davalıya karşı ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren ecrimisil ödemekle yükümlü oldukları, taşınmazda fiili bir kullanım durumunun bulunduğu, bu paylaşım gereği her paydaşın kendisine ait bölümü kullandığı, taşınmazda malik davalının ecrimisil talep etme hakkının olduğu, davalının davacılara karşı ecrimisil sorumluluğunun ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren başlayacağı, bu nedenle mahkemece ihtarnamenin tebliğ tarihinin araştırılarak tebliğ tarihinden takip tarihine kadar talep edilebilecek ecrimisil ve faiz miktarı konusunda rapor aldıktan sonra belirlenecek miktar üzerinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmekle kararın kaldırılmasına karar verildiği açıklanmıştır. Mahkeme dosyaya aslı sunulan ihtarnamenin davacı Ramazan Kaya’ya 16.05.2016 tarihinde tebliğ edildiği, hükme esas alman ek bilirkişi raporunda da talep edilebilecek ecrimisil bedelinin 2.750,00 TL olarak hesaplandığı, bu yönüyle icra takibinde talep edilen 4.000,00 TL ecrimisil talebi bakımından, davalının talep edebileceği 2.750,00 TL yönünden davanın reddine, bakiye 1.250,00 TL yönünden ise davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığı; mahkemece, davacılardan Ramazan Kaya’ya gönderilen ihtarname dikkate alınarak ihtarnamenin tebliği tarihi ile icra takibi arasındaki süre için ecrimisil hesaplanması, diğer davalıya ise ihtarname tebliğ edilmediğinin gözetilmesi gerekirken, sadece davacı Ramazan Kaya’ya gönderilen ihtarname dikkate alınıp itiraz edilen takipten sonraki tarihli eldeki dava tarihine kadar ecrimisil hesaplanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu açıklamıştır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın kısmen kabulü kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 995 inci maddesi.
4. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile ecrimisil, haksız işgal tazminatı olarak nitelendirilmiştir. Bu kararın gerekçesinin V. bendinde “işgal tazminatı davalarının hususi bir şekli olan ecrimisil davalarının beş yılda zamanaşımına uğrayacağı esasını benimsemiş bulunan 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının halen geçerli’ olduğu açıklanmış ve ecrimisil davalarının 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 908 inci (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 995) maddesine dayanan bir tazminat davası olduğu belirtilmiştir.
5. 08.03.1950 gün ve 22/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da kabul edildiği gibi, başkasına ait şeyi haksız olarak kullanmış olan ve bu kullanımı iyi niyete dayanmayan kimse o şeyi elinde tutmuş olmasından doğan zararları tazmin ile yükümlüdür.
3. Değerlendirme
1. Mahkemece davacı Fatih yönünde usulüne uygun ihtar yapılmadan icra takibi yapıldığından borçlu olmadığının tespitine dair hüküm kurulması gerekirken, bu hususun gözetilmemesi hatalıdır.
2. İhtarnamenin tebliğ tarihinden takip tarihine kadar ecrimisil hesaplanması gerekirken, ihtarnamenin tebliğ tarihinden dava tarihine kadar ecrimisil hesaplanması hatalıdır.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.