T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2019/363
Karar: 2022/786
K.T.: 31.05.2022

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasında birleştirilerek görülen “mimari projeye aykırılığın eski hâle getirilmesi, el atmanın önlenmesi, ecrimisil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 17. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar, asıl ve birleşen dosya davalıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda projeye aykırılığın eski hâle getirilmesi istemi yönünden onanmasına, ecrimisil istemi yönünden bozulmasına karar verilmiş, davacı vekili ile asıl ve birleşen dosya davalıları vekilinin karar düzeltme istemi üzerine Özel Dairece ecrimisil istemine yönelik karar düzeltme dilekçesinin reddine, projeye aykırılığın eski hâle getirilmesine ilişkin istem yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece hükmün mimari projeye aykırılığın eski hâle getirilmesine ilişkin bölümü yönünden Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı asıl ve birleşen dosya davalıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin İstanbul ili Kadıköy ilçesi Caferağa Mahallesi 1019 ada 18 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın 1 nolu bağımsız bölümünün maliki olduğunu, davalıların bu dairenin tam ortasına asansör boşluğu kurarak müvekkilinin daireyi satın aldığı tarihten bugüne kadar kullanmasını engellediklerini belirterek projeye aykırı olarak yapılan müdahalenin önlenmesine, davacıya ait dairenin projesine uygun hâle getirilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 8.000TL ecrimisil bedelinin en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 11.02.2013 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 23.188,11TL’ye artırmıştır.
5. Birleşen dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde; bağımsız bölüm maliki davalı … Kılıç’ın vefat etmesi nedeniyle mahkemece davalı … Kılıç mirasçılarına dava açılması hususunda süre verildiğini belirterek öncelikle tensiben İstanbul Anadolu 20. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/142 E. sayılı dosyası ile, Kadıköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/121 E. numarasıyla görülen dava dosyasının birleştirilmesine, davalıların el atmasının önlenmesine, İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Caferağa Mahallesi, 1019 ada, 18 parselde kayıtlı apartmanın müvekkilinin maliki olduğu 1 nolu bağımsız bölümdeki asansör kovasının yıkılarak kaldırılmasına ve eski hâle getirilmesine, Kadıköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin keşif sonucu düzenlenen 28.01.2013 tarihli bilirkişi raporunda esas alınan 08.02.2012 tarihi itibariyle hesaplanan 11.486.37TL ecrimisil bedelinin dönem sonlarından itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan miras payları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
6. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; apartmanın yapımı sırasında bütün kat maliklerinin rızası ile dava konusu asansörün kurulduğunu, davalının dairesine sonradan asansör boşluğunun ilave edilmediğini, davacının daireyi satın aldığı tarihten bugüne kadar ortak gider ödemediğini, bu giderlerin tahsili amacıyla aleyhine açılan davaya karşılık bu davayı açtığını, iyi niyetli olmadığını ve ecrimisil talep etme hakkının da olmadığını, davacının mevcut durumu bilerek daireyi satın aldığını, ecrimisil taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
7. Eldeki dava asliye hukuk mahkemesine açılmış, (Kapatılan) Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesince 23.11.2011 tarihinde her iki talep yönünden dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, kararın 01.02.2012 tarihinde kesinleşmesi üzerine dosya Kadıköy Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
8. İstanbul Anadolu 17. Sulh Hukuk Mahkemesinin 05.12.2012 tarihli ve 2012/121 E. 2013/774 K. sayılı kararı ile; İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Caferağa Mahallesi 1019 ada 18 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan apartmanda davacıya ait 1 nolu bağımsız bölüm içerisinde projeye aykırı olarak dairenin giriş kapısının sağ yanında 2.40 m2 asansör kovasının inşa edilmesi nedeniyle asansör kovasının duvarları ile odalara gidiş holünün duvarı arasındaki koridorun en az 1 metre olması gerekirken 0.50 m genişliğinde olduğu, bu nedenle dairenin kullanım fonksiyonunu yitirdiği, taşınmazın bu hâli ile kullanılmasının veya kiraya verilmesinin mümkün olmadığı, fiziksel görüntüsünün de bu kanaati pekiştirecek mahiyette olduğu, dolayısıyla davacının kira mahrumiyetini talep etmeye hakkı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile apartmanın 1 nolu dairesinin 1 ve 2 nolu deposunun giriş koridorunda onaylı projesine aykırı olarak yapılan, 1 ve 2 nolu depolara giriş çıkışı engelleyen asansör kovasının projesine uygun hâle getirilmesi için asansör kova duvarının yıkılıp molozunun atılması, 1. bodrum kat tavan boşluğunun kapatılması, zemin döşeme tamirinin yapılması, sıvı ve boya tamir işlerinin yapımı, asansör kovasının bir üst kata taşınması için asansör sisteminde yapılacak değişiklik nedeni ile gerekli tadilat projesinin yaptırılıp onaylatılması bu proje gereği mekanik ve elektrik işlerinde gerekli tadilatın yapılarak asansör sistemini yeniden kurulmasına bu işlerin masrafı davalı tarafa ait olmak üzere 15 günlük süre verilmesine, 13.869,72TL ecrimisil bedelinin dönemsel ecrimisil bedelleri için her bir dönem sonundan itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, ecrimisil bedellerinin sırasıyla …’tan 524,23TL, …’tan 1.572,70TL, Özge Ecder Johnson’dan 1.797,37TL, …’den 2.096,93TL, …’den 2.696,05TL, Rengin Sema Aydemir’den 2.696,05TL, …’dan 1.887,24TL, …’tan 599,12TL’nin alınmasına karar verilmiştir.
Özel Dairenin Bozma Kararı:
9. Mahkemenin bu kararı süresi içinde asıl ve birleşen dosya davalıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
10. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 06.07.2017 tarihli ve 2017/2030 E. 2017/6296 K. sayılı kararı ile; “…1) Davalılar ve birleştirilen dosya davalıları vekilinin projeye aykırılığın eski hale getirilmesi istemine ilişkin temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mimari projeye aykırılıkların eski hale getirilmesine karar verildiğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Davalılar ve birleştirilen dosya davalıları vekilinin ecrimisil istemine ilişkin temyiz itirazları bakımından;
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun Ek 1. maddesinde, bu kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği hükme bağlanmıştır. Bununla birlikte ecrimisil davası, Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmasından kaynaklanmayıp, anılan kanun maddesi hükmünün bu istem yönünden uygulama olanağı bulunmamaktadır. Buna göre görev hususu genel hükümler uyarınca belirlenmelidir. Hukukî uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Ecrimisil istemi de malvarlığı haklarına ilişkin olduğundan davanın bu niteliğine ve genel hükümlere göre davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere ecrimisil davasının tefriki ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle projeye aykırılığın eski hâle getirilmesi istemine ilişkin olarak hükmün onanmasına, ecrimisil istemine ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu kısım için bozulmasına karar verilmiştir.
Karar Düzeltme Talebi Üzerine Özel Dairenin Bozma Kararı:
11. Davacı vekili ile asıl ve birleşen dosya davalıları vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
12. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinine 26.03.2018 tarihli ve 2017/9783 E. 2018/2271 K. sayılı kararı ile; “…1) Davacı vekilinin ecrimisile yönelik karar düzeltme isteği yönünden; ecrimisile ilişkin davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu belirtilerek görev bozması yapılmıştır. 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesinin atfıyla uygulamasına devam edilen HMUK’nın 440/III-3 maddesi uyarınca Yargıtay’ın göreve ilişkin onama ve bozma kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemeyeceğinden karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davalılar vekilinin karar düzeltme isteğine gelince; davacı vekili; müvekkilinin İstanbul, Kadıköy, Caferağa mahallesi 1019 ada 18 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın 1 nolu bağımsız bölümünün maliki olduğunu, davalıların bu dairenin tam ortasına asansör boşluğu kurarak müvekkilinin daireyi satın aldığı tarihten bugüne kadar kullanmasını engellediklerini belirterek mimari projeye aykırılığın eski hale getirilmesi, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairece, mimari projeye aykırılığın eski hale getirilmesine ilişkin hükmün onanmasına, ecrmisil isteği yönünden ise asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Ne var ki; mahkemece, ana yapıya ilişkin mimari proje belediye başkanlığı imar müdürlüğü yerine tapu müdürlüğünden getirtilmiş, üç ayrı bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ilk iki raporda dosyada bulunan tapudan gelen mimari projenin uygulandığı, asansör kovasının mimari projeye aykırı olduğu belirtilmiş, son raporda ise hangi mimari projenin uygulandığı yönünde açıklama yapılmamış ancak asansör kovasının mimari projeye aykırı olduğu ifade edilmiştir.
Davalılar vekili gerek temyiz dilekçesinde gerekse karar düzeltme dilekçesinde belediyede bulunan mimari proje ile dosyada bulunan tapudan getirtilen mimari projenin farklı olduğunu ileri sürmüştür. Aslolan, Belediye başkanlığı imar müdürlüğünde bulunan mimari projedir. Belediye başkanlığı imar müdürlüğünde ve tapu müdürlüğünde bulunan mimari projeler arasında farklılık bulunması halinde belediye imar müdürlüğünde bulunan mimari proje esas alınmalıdır. Mahkemece, çekişmeli taşınmaza ilişkin mimari proje belediye imar müdürlüğünden getirtilip uygulanmadığından mimari projeye aykırılık olup olmadığı yönünde duraksama olmuştur.
O halde, çekişmeli taşınmaza ilişkin mimari proje ve var ise tadilat projeleri belediye başkanlığı imar müdürlüğünden getirtilmeli, yerinde uzman bilirkişi kurulu (özellikle harita mühendisi, mimar ve inşaat mühendisinin de içinde yer aldığı) yardımıyla keşif yapılıp, belediyede bulunan onaylı mimari proje ve var ise tüm kat maliklerince onaylanmış tadilat projesine aykırılıklar Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde ölçekli krokiye de bağlanmak suretiyle saptanmalı, ortak alanda yapılan inşaat ve imalatlara ilişkin Kat Mülkiyeti Kanununun 19/2. maddesi uyarınca tüm kat maliklerinin beşte dördünün çoğunluğuyla alınmış kararların bulunması halinde anılan kararlarda gözetilerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan bu hususlar davalılar vekilinin karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, Dairenin 06.07.2017 gün ve 2017/2030 E. – 2017/6296 K. sayılı kararının onamaya ilişkin bölümünün kaldırılarak mimari projeye aykırılığın eski hale getirilmesine ilişkin hükmünde bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteğini içeren dilekçesinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüyle onamaya ilişkin paragrafın kaldırılarak hükmün mimari projeye aykırılığın eski hâle getirilmesine ilişkin bölümünün bozulmasına karar verilmiştir.
Direnme Kararı:
13. İstanbul Anadolu 17. Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.07.2018 tarihli ve 2018/608 E. 2018/795 K. sayılı kararı ile önceki gerekçeye ek olarak; Yargıtayın önceki içtihatları ve uygulamalar dikkate alındığında belediyelerin mimari projelerinin bağlayıcı konumunda olmadığı, aslolan projenin kat malikleri ile imzalanan mühürlenen ve tescili yapılan tapu müdürlüğündeki mevcut projeler olduğu, belediyede bulunan proje veya tadilat projesi var ise tapuya tescili olmadan hüküm ifade etmeyeceği gerekçesiyle mimari projenin eski hâle getirmesi istemi yönünden direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
14. Direnme kararı süresi içinde asıl ve birleşen dosya davalıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
15. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mimari projeye aykırılıkların eski hâle getirilmesi istemine ilişkin eldeki davada, belediye başkanlığı imar müdürlüğünde ve tapu müdürlüğünde bulunan mimari projelerden hangisinin esas alınması gerektiği, buradan varılacak sonuca göre mahkemece çekişmeli taşınmaza ilişkin mimari projenin belediye imar müdürlüğünden getirtilip uzman bilirkişi kurulu ile keşif yapılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE
16. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuya ilişkin yasal düzenlemeler ile hukukî kavram ve kurumların ortaya konulmasında yarar bulunmaktadır.
17. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun (KMK) 12. maddesinde “…(Değişik Madde RGT: 28.11.2007 RG No: 26714 Kanun No: 5711/5) Kat mülkiyetinin kurulması için, anagayrimenkulün kat mülkiyetine çevrilmesi hususunda o gayrimenkulün maliki veya bütün paydaşlarının aşağıda yazılı belgeler ile birlikte tapu idaresinde istemde bulunması gerekir:
(Değişik Bent RGT: 10.03.2018 RG No: 30356 Kanun No: 7099/5) a) Anagayrimenkulde, yapı veya yapıların dış cepheler ve iç taksimatı bağımsız bölüm, eklenti, ortak yerlerinin ölçüleri ve bağımsız bölümlerin konum ve büyüklüklerine göre hesaplanan değerleriyle oranlı arsa payları, kat, daire, iş bürosu gibi nevi ile bunların birden başlayıp sırayla giden numarası ve bağımsız bölümlerin yapı inşaat alanı da açıkça gösterilmek suretiyle, proje müellifi mimar tarafından yapılan, yetkili kamu kurum ve kuruluşlarınca anagayrimenkulün maliki veya bütün paydaşlarının imzaları alınarak onaylanan ve elektronik ortamda tapu müdürlüğüne gönderilen mimarî proje ile yapı kullanma izin belgesi.
b) Bağımsız bölümlerin kullanılış tarzına, birden çok yapının varlığı halinde bu yapıların özelliğine göre 28 inci maddedeki esaslar çerçevesinde hazırlanmış, kat mülkiyetini kuran malik veya malikler tarafından imzalanmış bir yönetim plânı.” hükmü öngörülmüştür.
18. Aynı Kanunun 14. maddesi; “(Değişik Fıkra RGT: 07.07.2009 RG No: 27281 Kanun No: 5912/3) Henüz yapı yapılmamış veya yapısı tamamlanmamış bir arsa üzerinde kat irtifakının kurulması ve tapu siciline tescil edilmesi için o arsanın malikinin veya bütün paydaşlarının buna ait istem ile birlikte (Değişik ibare RGT: 10.03.2018 RG No: 30356 Kanun No: 7099/6) 12 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendine uygun olarak düzenlenen, yetkili kamu kurum ve kuruluşlarınca anagayrimenkulün maliki veya bütün paydaşlarının imzaları alınarak onaylanan ve elektronik ortamda tapu müdürlüğüne gönderilen proje ile (b) bendindeki yönetim plânını tapu idaresine vermeleri lazımdır. Kat mülkiyetine geçişte ayrıca yönetim plânı istenmez.
Bir arsa üzerinde kat irtifakları ancak sözleşmede veya dilekçede her kat irtifakının ilgili bulunduğu bağımsız bölüme tahsisi istenen arsa payı, arsanın kayıtlı olduğu kütüğün (Beyanlar) hanesinde belirtilmek suretiyle kurulur ve yapının, verilen projeye göre tamamlanmasından sonra kat mülkiyetine konu olacak bağımsız bölümlerinin numarası ve bu bölümlere bağlı eklentiler kütüğün beyanlar hanesinde belirtilir” şeklinde düzenlenmiştir.
19. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 14. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bir taşınmazda kat irtifakının tesisi sırasında tapu müdürlüğüne, diğer belgelerin yanı sıra aynı Kanunun 12. maddesinin a bendinde belirtilen tüm maliklerin imzasını içeren ve doğruluğu belediyece onaylanmış ana yapıya ait mimari proje sunulur.
20. Mimari proje, anataşınmazın (yapı veya yapıların) dış cepheleri ve iç bölmelerini, bağımsız bölüm, eklenti ve ortak yerlerin ölçülerini, bağımsız bölümlerin konum ve büyüklüklerine göre hesaplanan değerleriyle oranlı arsa paylarını, her bağımsız bölümün nevini, sıra numarasını ve yapı inşaat alanını açıkça gösteren inşaat planıdır. Bu projenin imar mevzuatına göre yetkili olan bir mimar ya da mühendis tarafından düzenlenerek yetkili kurum ve kuruluşlarca (belediye) onaylanmış olması şarttır (Germeç, Mahir Ersin: Kat Mülkiyeti Hukuku, Ankara 2020, s. 222).
21. Somut olay ve dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmaza ilişkin mimari proje tapu müdürlüğünden getirtilerek üç ayrı bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 28.01.2013 ve 20.05.2013 tarihli bilirkişi raporlarında tapu müdürlüğünden getirtilen mimari proje üzerinden incelemenin yapıldığı, asansör kovasının mimari projeye aykırı olduğu belirtilmiş, 13.08.2013 tarihli bilirkişi raporunda ise hangi mimari projenin uygulandığı yönünde açıklamada bulunulmaksızın asansör kovasının mimari projeye aykırı olduğu ifade edilmiş olup, bilirkişi raporlarında tapu müdürlüğü ile belediye başkanlığında bulunan ve kat irtifakının kuruluşuna esas alınan projeler arasında bir fark olup olmadığı, yine bu projelerde tadilat yapılmışsa yapılan bu tadilatın (tüm kat irtifakı hakkı sahipleri açısından bağlayıcı olabilmesi için belediye tarafından onaylandığı tarihteki) tüm kat irtifakı hakkı sahiplerinin yazılı muvafakatlerini taşıyıp taşımadığı konularında yeterli inceleme yapılmadığı anlaşılmış, mimari projenin belediye imar müdürlüğünden getirtilip uygulanmaması nedeniyle de mimari projeye aykırılık olup olmadığı yönünde duraksama oluşmuştur.
22. Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında kabul edildiği üzere aslolan belediye tarafından onaylanan projedir. Eğer tapu müdürlüğüne sunulan proje ile belediyede bulunan projeler arasında bir çelişki olursa belediyede bulunan onaylı proje esas alınmalıdır.
23. Hâl böyle olunca öncelikle Belediye Başkanlığına müzekkere yazılarak taşınmazda kat irtifakının kuruluşuna esas alınan mimari proje (onay tarihi ve sayısı açıkça belirtilerek) ve varsa bu projeden sonra yapılan onaylı tadilat projeleri de dahil olmak üzere belediye işlem dosyası getirtildikten sonra dosyada bulunan projelerle birlikte uzman bilirkişi kurulu eşliğinde yeniden keşif yapılarak, mimari proje ve varsa tadilat projesine aykırı bir durum olup olmadığı Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde saptanmalı, ortak alanda yapılan inşaat ve imalatlara ilişkin alınan kat malikleri kurulu kararları gözetilmeli, belediyede bulunan mimari proje ile tapu müdürlüğünden gelen mimari proje arasında çelişki bulunması hâlinde bu çelişkinin nereden kaynaklandığı net bir şekilde ortaya konulmalı, davacı vekilinin belediyede bulunan mimari projede tahrifat yapıldığına ilişkin iddiaları da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
24. O hâlde direnme kararı yukarıda açıklanan genişletilmiş gerekçe ve nedenler ile bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Asıl ve birleşen dosya davalıları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan genişletilmiş gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.